🥋 Bebekte Sorun Olduğu Nasıl Anlaşilir

Bebeğin gazını çıkarmak için mideye hafif baskı yapacak ve gazı çıkarmasına destek olacak aşağıda yer alan manevralar yapılmalıdır; Bebeği sırtüstü yatırarak karnına saat yönünde masaj yapmak ve sonrasında dizlerini karnına doğru hareket ettirmek bebeğin gazının çıkmasında etkili olabilir. Beslenme sonrasında Aileviproblemlerden dolayı çocukluktan bu yana gelmiş sorumsuzluk duygusu ile hareket eden erkeklerin de sorunlu olduğu kolayca anlaşılabilir. Bunun için bazen bakışlar bile yeterli olur. Eğer karşınızdaki erkek çok büyük bir olayda bile boş gözlerle size bakıyorsa, vakit kaybetmeden ortamı terk edin ve bir daha da muhatap Bebeğin anne karnında geçirmiş olduğu çeşitli enfeksiyonlar da gelişin geriliğine sebep olabilir. Plasentaya Bağlı Gelişim Geriliği: Plasenta, anne tarafından gelen besin ve oksijenin bebeğe transfer edilmesinde yardımcı olur. Eğer plasentanın bu görevini tam olarak yapmasına engel olacak bir sorun söz konusu olursa Butür kanamalar eğer bebek ölmezse ve gebelik devam ederse bebekte sakatlık, özür vb. oluşmazsına neden olmaz. Eğer bebek bir annein karnında ölürse bunu ilk aylarda anlayamaz. 5 aydan büyük gebeliklerde bebek hareket etmediği için anlaşılabilir ancak ilk aylarda annenin anlaması imkansız. Hamilelikte kanama nedenleri: Bebeklerdedemirin eksik olduğu nasıl teşhis edilir? Belirtiler gözle görülebilir ancak emin olmak için bebeğe kan testi yapılmalıdır. Bebeklerde demir eksikliği nasıl giderilir, içerisinde demir bulunan yiyecekler. Bebeklerde kan testi yapılarak bebeğin demirinde eksiklik tanısı konulmalıdır. Ha bu belirtiler benim bebekte KanUyuşmazlığı İlaçları. Rh immün globülin, kan uyuşmazlığı iğnesi 28. haftada ve doğumdan itibaren 72 saatte bir olmak üzere 2 defa yapılır. Etkilenen bebeklerde kan hücresi yapımını artırmak için eritropoetin ve demir takviyesi yapılır. Bebeğin durumdan etkilenmiş şekilde doğması başka tedavileri de Sütçocuğunda (1 ay-2 yaş) demir eksikliği; besinlerden alınan demirin eksik alınmasına, hızlı büyüme nedeniyle fizyolojik olarak gereksinimin fazla olmasına ve inek sütüyle beslenmeye bağlı olarak gelişir. Anne sütündeki demir, başlangıçta daha fazlayken bebek altı aylık olduğunda ciddi olarak azalır. Hamilelik yüzden nasıl Anlaşilir? Kasık bölgesindeki sancıların devamlı hale gelmesi, sırta ve bele vuran ağrılar, baş dönmesi, kusma, kokulara karşı duyarlılık ve idrara sık çıkmak gibi belirtilerin yanında; duygusal değişimler, sürekli uyuma isteği, halsizlik şikâyetleri varsa yüzde yüz hamileliğe işaret olduğu Tüp bebekte dış gebelik, tüp bebek tedavisi, erkekten elde edilen sperm ve kadından elde edilen yumurtanın vücut harici laboratuvar ortamında döllendirilmesi işlemi olarak tanımlanabilir. Döllenen yumurta belli oranda geliştikten sonra anne rahmine transfer edilerek gebeliğin oluşması sağlanır. phlF7q2. kız bebek belirtileri,erkek bebek belirtileri,bebeğin kız olduğu nasıl anlaşılır,bebeğin erkek olduğu nasıl anlaşılır,bebeğin kız yada erkek olduğunu nasıl anlarız,bebeğin cinsiyet belirtileri hakkında bilgiler Gebelik teşhisi konulduktan sonra tüm anne ve babaların en çok merak ettiği soru bebeğin cinsiyetinin ne olacağıdır. Bu konuda hem tıbbı kanıtlara bakılır hem de halk arasında doğruluğuna inanılan bazı kriterlere bakılır. Erkek bebeği olacak anne adaylarında görülen belirtiler Erkek bebeği olacak anne gebeliğin ilk aylarında mide bulantısı sorunu yaşamaz, idrar renginde koyulaşma görülmeye başlar Ekşi ve tuzlu yiyeceklere olan istek artar, et tüketimi artar, karnınızın ön ve üst kısmı ileriye doğru belirginleşir, bebeğin kal atım hızı genelde 140’ın altında olur. Erkek bebeğe gebe olan annelerde ayak ve bacak bölgesinde soğuğa olan hassasiyet artar, anne adayının özellikle bacak tüyleri daha çabuk uzar. Bir kadın hamile kaldıktan sonra aklını kurcalayan en büyük tatlı sorunlardan biri de bebeğim kız mı erkek mi sorusudur. Anne karnında bebeğin cinsiyeti nasıl anlaşılır diye baktığımızda kesin sonuçlara anne 4 aylık iken yanı hamileliğin 16 ve gelen dönem içerisinde olduğunu diğer önemli kıstas ise kız çocuklarının cinsiyeti daha zor göstermesidir. Çoğunlukla kordonun ön tarafa gelmesi ile birlikte kız çocukları erkek gibi algılanabiliyor ve daha sonra bebeğin biraz daha büyümesi ile birlikte kız olduğu anlaşılabiliyor. Bu sebeple hamile bayanlarında acele etmeden biraz beklemesi ve sonucu tam ve kesin olarak öğrenmesi daha doğru olacaktır. Bazı gebeliklerde de maalesef 9 ay boyunca cinsiyet görülemeyebiliyor. Ağırlıklı olarak annenin çok yağlı ve kilolu olması bunun yanı sıra bebeğin bir türlü bacaklarını açmaması cinsiyet öğrenilmesine engel olabilir. Anne karnındaki bebeğin cinsiyet tahmini bazı hurafeler ile de saptanmaya çalışır. Hurafelere göre cinsiyet tahmininde anne güzelleşiyorsa erkek, çirkinleşiyorsa kız çocuğu olur tanısı çok yaygındır. Bir diğer tanı ise karın sivri ve yuvarlak ise erkek çocuğa eper yassı ve alt kısımlarda duruyorsa kız çocuklarını işaret edebilir. Gelin görün ki bunlar bizce sadece eğlenme amaçlı yapılan ve asla gerçeği göstermeyen sonuçlardır. Sonuç olarak çocuğun sağlıklı ve sıhhatli doğması her şeyden öndedir. Sizlerde en doğru kararı doktorunuza bırakınız ve doğru sonuçları bekleyiniz. Aslında birçok uzman bebek cinsiyetini 12. haftalarda bile görebilmekte ama bunu çok dile getirmekten kaçınmaktadırlar. Hem kürtajın yasal süresinin dolması hem de tam olarak emin olunması sebebi ile doktor 4 aylık olana kadar beklemeyi tercih eder. Anne adayı genelde süt ve süt ürünlerine aş erer, erkek bebek gebeliklerinde anne daha çekici ve güzel olur. Erkek bebek gebeliklerinde hamileliğin ilk dönemlerinde hastalık belirtileri görülmez rahat bir gebelik başlar. Kız bebeği olacak anne adaylarında görülen belirtiler Kız bebeği olacak annelerin gebelikleri sıkıntılı başlar ve ilk dönemlerde anne adayları kolay hastalanırlar, kız bebeği olacak anne adaylarında daha çok kusma ve mide bulantısı sorunu olur. bazı kız bebek gebeliklerinde anne adayının saçlarında kırmızı lekelenmeler olur, kız bebek gebeliklerinde anne adayı daha çok tatlı ve meyveler aş erer, anne adaylarının idrarı çok koyulaşır, kız bebek gebeliklerinde anne adayı bütün güzelliğini kız bebeğe verdiği için çirkin görünür. Kız bebek gebeliklerinde bebeğin kalp atış hızına baktığımızda 140 civarlarında değerler görünür. Kız bebek gebeliklerinde bebek aşağıya doğru yerleşir anne adayının basen ve kalça bölgesinde kilo artışı görülür. Kız bebek gebeliklerinde anne adayının sağ ve sol göğüsleri arasında fark vardır. Sol göğüs sağ göğse göre daha büyük görünür. HAMİLELİĞİN EN BELİRGİN BELİRTİLERİ İÇİN ERKEN GEBELİK BELİRTİLERİ KONUMUZA BAKMANIZI TAVSİYE EDİYORUZ. AYRICA TÜM HAMİLELİKLE İLGİLİ BELİRTİLER İÇİN GEBELİK KATEGORİMİZE BAKABİLİRSİNİZ. Gebe olan kadınların en büyük korkularından bir tanesi henüz anne karnındayken bebeklerini kaybetmektir. Bebeğin kaybedilmesi halinde bu durumla hem duygusal hem de fiziksel açıdan başa çıkmak zor olabilmektedir. Daha önce düşük ve ölü doğum hakkında bir şeyler duymuş ve bunların başımıza gelmemesini umut etmişsinizdir. Ancak gerçekte her gebelikte bebeğin, doğması gereken zamana kadar yaşaması mümkün olmamaktadır. Bu konuyu düşünmek dahi oldukça zor olsa da düşük ya da ölü doğuma dair belirtileri bilmeniz faydalı olacaktır. Anne Karnında Bebeğin Ölmesinin Sebepleri Bebeğin anne karnında ölmesi düşük ya da ölü doğumdan kaynaklanabilmektedir. Ölü doğum, gebeliğin 20. haftasında ve sonrasında herhangi bir yaşam belirtisi göstermeden doğmasıdır. Bebek, gebeliğin 20. haftasından önce ölürse bu durum düşük olarak bilinmektedir. Bebeğin, anne rahminde ölmesine yönelik olarak çok sayıda neden bulunmaktadır. Bu nedenler arasında plasentanın işlevi, genetik faktörler, annenin sağlığı, yaş ve hayat tarzı ve enfeksiyon gibi etkenler yer almaktadır. Plasenta ile ilgili yaşanan sorunların, bebeğin rahimde ölmesinin en yaygın olarak görülen nedeni olduğu düşünülmektedir. Bu durum, plasenta yetmezliği olarak isimlendirilmektedir. Rahimde hayatını yitiren bebeklerin yarısının plasenta yetmezliği nedeniyle kaybedildiği tahmin edilmektedir. Plasentanın neden düzgün bir şekilde çalışmadığı tamamen anlaşılmış olan bir durum değildir. Ancak bu durumda anneyi bebeğe bağlayan kan damarlarının sıkıştığı bilinmektedir. Sonuç olarak bebeğe giden besin ve oksijende azalma olur ve bebekte gelişim sorunları meydana gelir. Bebeğin gelişim sorunlarının olması, fetal ya da rahim içi gelişim kısıtlılığı olarak isimlendirilir. Ölü doğan bebeklerin çoğu, ya prematüredir ya da gebeliğin o döneminde olması gerektiklerinden daha küçüklerdir. Gebelik rahatsızlıklarından biri olan preeklampsi de plasenta yoluyla bebeğe ulaşan kan akışını azaltabilmektedir. Bazen genetik ya da kromozom kusurları da bebeğin ölü doğmasına neden olabilmektedir. Bu durumda bebeğin beyni, kalbi ya da diğer hayati organları gerektiği gibi gelişmemiş demektir. Gebeliğin son dönemlerinde ya da doğumda yaşanan kanamalar da bebeğin ölmesine neden olabilmektedir. Bu ise plasentanın rahimden ayrılmaya başlaması plasental abrupsiyon durumunda görülebilmektedir. Annede görülen diyabet gibi sağlık sorunları ya da daha nadir olarak grip, grup B streptokok, listeriozis ya da toksoplazma gibi enfeksiyonlar da bebeğin anne karnında kaybedilmesine neden olabilmektedir. Kadının yaşı ilerledikçe, bebeğin ölü doğması riski de artmaktadır. Yaşı ileri olan annelerde risk özellikle 41. hafta civarında en yüksek seviyelerde olmaktadır. Bu nedenle bazı durumlarda 39. ya da 40. haftada, gebelik tamamlanmadan doğum başlatılabilmektedir. Çok nadir olarak gebeliğin çok sonlarında da bebek ölü doğabilmektedir. Bunun nedeni, plasentanın tükenmesinden kaynaklanabilmektedir. Doğumun gerçekleşmesi gereken tarih birkaç hafta geçtikten sonra plasenta, önceden olduğu gibi düzgün bir şekilde çalışmayabilmektedir. Bu nedenle genelde 41. haftaya gelindiğinde doğum doğal olarak başlamadıysa doğumun başlatılması düşünülür. Obezite, çok miktarda alkol tüketme ve sigara içme gibi faktörler de ölü doğum riskini arttırabilmektedir. Sigara, bebeğe plasenta yolu ile giden oksijen miktarını azaltarak gelişimi kısıtlayabilmektedir. Ayrıca gebeliğin son zamanlarında sırt üstü yatılması da riski yükseltebilmektedir. Bebek anne karnında ölürse ne olur? Bebeğin, anne karnındayken ölmesi durumunda ne yazık ki annenin yine de doğum yapması gerekmektedir. Bunun gerçekleşmesi, annenin sağlığı ve iyileşme süreci için gereklidir. Bebeğin anne karnında ölmesi sarsıcı bir durumdur. Ancak doktorunuz ve ekibi, bundan sonra ne yapmanız gerektiği konusunda sizi yönlendirecek ve süreci açıklayacaklardır. Çoğu durumda doğumun yapay olarak başlatılması gerekir. Doğumunuz başlatılmadan önce doktorunuz, hazır olmanız için size süre tanıyacaktır. Bazı ebeveynler doğumun hemen gerçekleşmesini isterken bazıları ise beklemeyi tercih edebilir. Kara vermekte zorluk yaşamanız normaldir. Ancak bu durumda sağlık durumunuzun da değerlendirilmesi gerekir. Örneğin, enfeksiyonunuz varsa sağlığınız etkilenebileceği için doğumun bir an önce başlatılması gerekebilir. Doğumda bebek neden ölür? Bebeğin doğumda beklenmedik bir şekilde ölmesi nadir olarak görülür. Ölü doğumların büyük bir kısmı bebek henüz anne karnındayken kaybedildiğinde gerçekleşir. Ancak bazen doğum sırasında da bebek kaybedilebilmektedir. Örneğin, bebek çok büyükse omuzları doğum kanalında sıkışabilir omuz distosisi. Bu durum, bebeğe giden oksijeni ciddi derecede azaltabilmektedir. Bebeklerin çoğu bu durum sonucu iyileşebilse de omuz distosisi, çok nadir olarak bebeğin kaybedilmesi ile sonuçlanabilmektedir. Bebeğin kaybedilmesine neden olan ve nadir olarak görülen bir diğer neden ise göbek kordonu olmaktadır. Kordon, bebekten önce rahim ağzına ulaşırsa ya da bebeğin boynuna dolaşırsa oksijen kaybına neden olarak ölü doğuma neden olabilmektedir. Anne karnında bebeğin öldüğü nasıl anlaşılır? Bebeğin anne karnında ölmesi durumunda başlarda hiçbir belirti görülmeyebilir. Görülen belirtiler arasında ise kramp, ağrı ya da vajinal kanama gibi şeyler yer almaktadır. Bir diğer belirti ise bebeğin hareket etmesinin durmasıdır. Gebeliğin 26 ila 28. haftalarına ulaştığınız zaman bebeğinizin günde kaç kez tekmelediğini saymaya başlayabilirsiniz. Tüm bebekler birbirinden farklıdır, bu nedenle bebeğinizin normalde günde kaç kez hareket ettiğini belirlemeniz faydalı olacaktır. Bunun için yan olarak uzanın ve tekmeleri, taklaları ve hatta çırpınmaları sayın. Bebeğinizin, 10 kez hareket etmesi için gereken süreyi not alın. Bunu her gün aynı saatte tekrarlayın. İki saat dolmasına rağmen bebeğiniz 10 defa hareket etmediyse ya da birden daha az hareket etmeye başladıysa doktorunuzu arayın. Ölü Doğum Sonrası Süt Gelmesi Ölü doğum gerçekleştikten sonra göğüsleriniz süt üretmeye başlayabilir ve bu durum, kendinizi rahatsız ve stresli hissetmenize neden olabilir. Süt üretimini engellemek için kullanılabilecek bazı ilaçlar bulunmaktadır. Bu ilaçlar bazı yan etkilere neden olsalar da duygusal açıdan kendinizi daha iyi hissetmenizi sağlayabilirler. Ancak bu ilaçların kullanımı, preeklampsinizin olması durumunda mümkün değildir. Ölü Doğum Sonrası Gebelik Gebelik kaybı yaşandıktan sonra doğum komplikasyonları konusunda dikkatli olmak gerekir. Kadınların büyük bir kısmı bebeklerini kaybettikten sonra tekrar gebe kalmak istemektedir. Ancak üst üste kısa aralıklarla gebe kalmak, hem anne hem de bebek açısından zararlı olabilmektedir. Bu durumda erken doğum, düşük doğum ağırlığı ve preeklampsi riskleri artmaktadır. Bu nedenle tekrar gebe kalmayı denemeden önce kadının kendisine zaman tanıması hem fiziksel hem de zihinsel açıdan önemlidir. Ayrıca gebelikte besinlerin yeteri kadar alınması önemli olduğu için sonrasında tekrar gebe kalınmak isteniyorsa prenatal vitaminlere devam etmek önemlidir. Düşük ve ölü doğum arasındaki fark nedir? Bebeğin, anne karnında 20. haftadan sonra kaybedilmesi ölü doğum iken 20. haftadan önce kaybedilmesi ise düşük olmaktadır. Gebeliklerin neredeyse yüzde 50’si düşükle sonuçlanmaktadır. Ancak kadınların çoğu henüz gebe kaldıklarının farkına varmadan düşük yaşamaktadır. Gebeliğin bilindiği durumlarda ise gebeliklerin yaklaşık yüzde 15 ila yüzde 25’i düşük ile sonuçlanmaktadır. Düşüklerin yüzde 80’inden fazlası ise gebeliğin ilk üç ayında meydana gelmektedir. Düşükte yaşanan belirtiler arasında şunlar yer almaktadır Hafif başlayan ve sonra ağırlaşan kanama Şiddetli kramplar Karın ağrısı Kötüleşen ya da şiddetli olan sırt ağrısı Yukarıdaki belirtilere ek olarak yüksek ateş Kilo kaybı Beyaz-pembe renkte mukus Kasılmalar Vajinadan kan pıhtısına benzer doku gelmesi Gebelik belirtilerinin azalması Yukarıdaki belirtileri yaşamanız durumunda bir an önce doktorunuza haber vermelisiniz. Doktorunuz, ne yapmanız gerektiği konusunda sizi yönlendirecektir. Düşüklerin çoğu doğmamış olan bebeğin genetik sorunları olması sonucu gerçekleşir. Bu sorunlar genelde anne ile bağlantılı olmamaktadır. Düşük riskini arttıran diğer sorunlar arasında şunlar yer alabilmektedir Enfeksiyon Annenin sağlık sorunu diyabet ya da tiroit rahatsızlıkları Hormonal sorunlar Bağışıklık sistemi yanıtları Annede fiziksel sorunların olması Rahim anormallikleri Sigara Alkol Yasa dışı madde kullanımı Radyasyona ya da toksik maddelere maruz kalma 1 Anne ve baba adayları bebekleri olacağını öğrendikleri ilk andan itibaren cinsiyetini merak etmeye başlarlar. Günümüzde 3D, 4D Ultrasonlar sayesinde ebeveynler bebeklerinin cinsiyetini öğrenmelerinin yanı sıra doğunca nasıl bir şey olacağı ve kime benzeyeceğine kadar pek çok bilgiye sahip olabiliyorlar. Ancak anne babaların ilk aylarda bebeklerinin cinsiyetini öğrenmeleri için biraz beklemeleri gerekiyor. Bebeğin cinsiyetinin doğumuna kadar bilinmediği dönemler çok geride kalsa da günümüzde anneler ve babalar cinsiyetini öğreneceği güne kadar bazı geleneksel yöntemlere başvuruyor. Bebek heyecanı yaşayan çiftler merakını gidermek için eğlenceli bazen de tuhaf bir şekilde öğrenmenin yolları merak ediyor. İşte Bebeğin cinsiyetini anlamak için kullanılan yöntemler… 2 Karnın aşağıda ya da yukarıda olması Karnınızın yukarıda ya da aşağıda olması bebeğinizin kız mı yoksa erkek mi olacağı konusunda size fikir verebilir. Eğer karnınız yukarıda ise, pembe bebek kıyafetleri hazırlamaya başlayın. 3 Bebeğin kalp atış hızı Bebeğinizin kalp atış hızı bebeğinizin cinsiyetini tahmin etmenin bir diğer geleneksel yoludur. Doktor muayenesinde bebeğinizin kalp atışının sesini dinlerken, doktorunuza bebeğinizin kalp atışını sorun. Bebeğinizin kalp atış hızı dakikada 140 ve üzeri ise, bebeğinizin kız olma ihtimali yüksektir. 4 Tatlı mı yoksa ekşi mi aşeriyorsun? Aşerme döneminde canınızın çok çektiği yiyeceklerin bebeğinizin cinsiyetine işaret ettiği ifade edilir. Anne adayı tuzlu veya ekşi yiyecekleri yemeği daha çok istiyorsa bebeğinin erkek olacağı söylenir. 5 Hamile kalma yılı ve çift yıl efsanesi Bebek cinsiyeti belirlemede Maya efsanelerine göre, anne adayının hamile kalma yaşı ve yılının etkili olduğu belirtilir. Buna göre, anne adayının hamile kalma yaşı ve hamile kaldığı yıl çift ise bebek kız olur. Birisi çift diğeri tek ise bebek erkektir. 6 Annenin idrar rengi Hamilelik döneminde anne adayının idrarının renginin bebeğin cinsiyetini belirttiği ifade edilir. Bunun için bir kaba konan idrarın içerisine bir çorba kaşığı kadar lavabo açacağını dökülmesi sonrasında idrarın rengi yeşil ise kız, mavi ise, erkek bebeğiniz olacağı söylenir. 7 Anahtar oyunu Bebek cinsiyeti belirlemenin diğer bir eğlenceli yolu da hamile olan kişiye arkadaşları tarafından yapılan anahtar oyunudur. Bu oyunda anne adayının önüne anahtar konur. Anne adayı anahtarı eğer uç kısmından tutarsa bebek erkek, alt geniş olan yerinden tutarsa bebek kız olur. 8 Çin takvimi Eski çağlarda kullanılan Çin takvimine göre, cinsiyet belirleme yönteminde, hamile kalınan yaş ve ayın bebeğin cinsiyetini belirlediği belirtilir. İnternette pek çok sitede bu yöntemi test etmeniz mümkündür. Ancak burada kullanılan yöntemlerin bilimsel olmadığını da belirtelim. Kalça çıkığı, halk arasında doğum sırasında bacağın çekilip çıkarılması ile olan bir durum olarak düşünülüyor. Oysa, çoğu zaman bebek anne karnında iken kalça çıkıktır ya da kalçanın gelişimi yetersiz kalmıştır. Doğumdan sonra yapılacaklar, bu problemin iyi veya kötü yönde gelişmesine sebep olabilir. Bu anlamda kalça çıkığı önlenebilir bir sakatlıktır. Farklı bir deyişle ailenin bebeğe yapacağı yanlış uygulamalar bebeğin sakat kalmasına yol açabileceği gibi, doğru eylemler iyileşmesini sağlayabilir. Kalça probleminin ve bu problemin giderilmesine yönelik önlemler tam olarak anlaşılabilmesi için her şeyden önce bebeğin ne kadar değişken ve hızlı gelişen bir canlı olduğunu göz önüne almak gerekir. İlk bir yılda, doğum ağırlığının yaklaşık üç katına ulaşan bebekler, çok hızlı bir büyüme potansiyeline sahiptirler. Kalçaların normal ve iyi yönde gelişebilmesi için bebekler uygun şekillerde bilinçli olarak beslenmeli, tutulmalı ve taşınmalıdır. Kalça çıkığının ortaya çıkma nedenleri çok çeşitlidir. Anne karnında bebeğin uygun olmayan pozisyonda durmasından, ailevi nedenlere, doğum şeklinden, sendrom dediğimiz bazı hastalıklara kadar çok sayıda nedeni vardır. Ama kesin olarak bildiğimiz Kız çocuklarda, birinci doğumlarda, ailede kalça çıkığı olanlarda, akraba evliliklerinde, ters geliş makat gelişi doğan bebeklerde, boyunda eğrilik, başında yassılık ve ayakta eğrilik gibi görünen problemler ile birlikte doğan bebeklerde daha sık görüldüğüdür. Bu özelliklerden herhangi birini taşıyan bebekler riskli grup olarak adlandırırlar, bu özelliklere sahip olmayan bebeklere göre 2 ila 8 kat daha sıklıkla kalça çıkığı veya gelişim problemleri ile karşılaşılma riski vardır. AİLENİN, BEBEĞİN BÜYÜTÜLMESİ SIRASINDA YAPTIĞI HATALAR NELERDİR? “Bezin, dar ve küçük olması, kasık hizasında bağlanması kalça gelişimini olumsuz etkileyen faktörlerdir.” Kundak yapmak Maalesef ülkemizde hala bazı yörelerde bebeklere kundak uygulaması yaygın olarak yapılmaktadır. Özellikle kırsal kesimde sıklıkla kullanılmaktadır. Kentlerde ise büyükanneler eski alışkanlıkları ile torunlara bu yöntemi uygulamakta direnç göstermektedirler. Karşı çıkan genç annelere verilecek cevapları da hazırdır, “ sizi de kundak yaptık kalçanız mı çıktı? ” Oysa her yıl binlerce çocuğun kalça problemlerinin ortaya çıkmasında kundağın olumsuz rolü kesin olarak bilinmektedir. Yanlış bezleme Genellikle ara bezlerinin geniş olmasına dikkat edilmemekte, küçük bezler kullanılmakta, bezler kasık hizasında bağlanmaktadır. Hazır bezler, herhangi bir bez bağlanmasına göre kesinlikle daha sağlıklı olmakla beraber ülkemizde üretilen bezlerin hiç birinin boyutu diğerini tutmamaktadır. Bezin, dar ve küçük olması, kasık hizasında bağlanması kalça gelişimini olumsuz yönde etkileyen faktörlerdir. Hatalı giysiler Bebeklere bazen ekonomik nedenlerle, bazen de yanlış alışkanlıklar yüzünden dar ve küçük giysiler giydirilmesi de yanlıştır. Hatalı tutuş Özellikle emzirme sırasında bebeklerin bacakları bitiştirilerek tutulmaktadır. Aynen kundak uygulaması gibi yanlış bir tutma şeklidir, kalça gelişimini olumsuz yönde etkiler. Yanlış taşıma Bebekler taşınırken, özellikle ilk aylarda ki, bu aylar çok daha önemlidir, sarılarak tutulup taşınmaktadır. Bu da kundak etkisi yaratır. Kalça gelişimi için uygun değildir. Halk arasındaki yanlış bilgilenmeler Geniş bez kullanımının bacakların eğri olmasına yol açacağı düşüncesi, yukarıda saydığımız hataları arttıran bir diğer yaygın inanıştır, oysa gerçekle hiç bir ilgisi yoktur. Bebeklerin 1 yaş civarında bacaklarında içe doğru hafif bir eğrilik olması normaldir ve kendiliğinden düzelir. Aşırı eğrilikler ise vitamin yetersizliği, aşırı kilo veya başka bazı hastalıklar nedeniyle ortaya çıkar, çocuk doktoruna ve ortopedi uzmanına başvurmayı gerektirir. Sebebi kesinlikle geniş bez değildir. Erken bastırmak, yürüteç kullanmak Bebeğin doğal gelişim sürecini tamamlamadan erken bastırılması, yürütece konulması da hatalı bir usuldür. Kalçalarda bir problem varsa artmasına yol açabilir. ANNE NE YAPMALI? Yukarıda saydığımız hatalı işlemlerden kaçınmalı, uygun ve doğru olanı yapmalıdır. Bebekler kesinlikle kundak yapılmamalıdır. Bezler geniş ve büyük olmalı, göbek hizasının üstünden bağlanmalıdır. Geniş, bol, rahat giysiler giydirilmelidir. Bebeği emzirirken bacaklar birleştirilmemeli, normal haline bırakılmalıdır. Bebeği taşırken yüzü veya arkası taşıyana dönük olarak bir el ile bacak arasından tutularak taşınmalı veya biraz daha büyük bebeklerde bele oturtularak taşınmalıdır. Çocuğun yürümesi kendi gelişimine bırakılmalıdır. Başka bir sağlık veya gelişim problemi olmayan çocuk normal olarak 1 yaş civarında yürür. KALÇA ÇIKIĞI VEYA GELİŞME PROBLEMİ NASIL ANLAŞILIR? Bebeklik döneminde ideal yöntem 3 ila arasında kalçaların muayenesi ve ultrasonografi ile incelenmesidir. Bunun için çocuk ortopedisi ile ilgilenen ve çocuk kalçalarının ultrason tetkiki konusunda eğitimi olan bir ortopedist tarafından değerlendirilmesi gerekir. Ultrasonografi büyük çoğunluğu kıkırdak karakterinde olan kalça eklemini değerlendirmede kullanılan, zararsız ve etkili bir yöntemdir. İlk 2 ayda çoğu zaman röntgen çektirmenin hiç bir değeri yoktur, gereksiz para, zaman kaybıdır ve çocuğa zararlıdır. Çocuk doktorları bebeklerdeki kalça problemlerinin anlaşılmasında en büyük yardımcı ve yol göstericidir. Bebeğin risk grubuna girip girmediğine göre, ekonomik sosyal koşullara ve bilimsel imkanlara göre aileyi yönlendireceklerdir. AİLE, BEBEKTE KALÇA PROBLEMİNİ ANLAYABİLİR Mİ? Bazı durumlarda dikkatli bir anne kalça problemini fark edebilir ; Eğer iki bacak arasında uzunluk farkı varsa, Bebeğin altını silerken, bezlerken bacakların her iki yana eşit olarak açılmadığını farkederse ya da her iki bacağın da tam olarak açılmadığını görürse, Kalçada herhangi bir klik sesi hissederse, Bebeğin bacaklarının arkasındaki çizgilerde asimetrik bir durum varsa, Yürüme çağında çocuk yürümüyorsa bunlar kalça çıkığı ya da gelişme probleminin belirtileri olabilir. EĞER BEBEĞİNİZE KALÇA ÇIKIĞI YA DA GELİŞME PROBLEMİ TEŞHİSİ KONULURSA Tüm hastalıklarda olduğu gibi erken teşhis önemlidir. İlk 3 ayda, alçısız ve ameliyatsız tedavi ile tamamen normal bir kalça elde etme şansınız %95 in üzerindedir. 3-6 ay arası bebeklerde bu şans biraz daha düşüktür, 6 aydan büyük bebeklerden bir kısmı alçı ve ameliyat tedavileri gerektirebilir. Bu durumlar kalçadaki problemin derecesine bağlı olarak değişebilir. Bir yaşın üzerinde ameliyat gerektiren çocuklarda uygun tedaviler yapılırsa, özellikle çocuk ortopedisinde deneyimli ortopedistlerin başarı şansı çok daha yüksektir. Görüldüğü gibi çocuğunuz kalça çıkığından ameliyat bile olsa iyi sonuçlar almak mümkün. Tedavi gören tüm çocukların erişkin yaşa kadar gözlem altında olması ve yıllık kontrolleri aksatmaması gerekiyor. Bazen bebek çağında normal olarak düzelen çocuklar büyüme ve gelişme dönemi sırasında %17 oranında yine kalçada yetersiz gelişme problemi ile karşılaşabiliyorlar ve bu dışarıdan anlaşılamıyor. Belirti vermesi için 17-18 yaşına gelmesi gerekiyor. Tabiidir ki, bu yaşlarda fark edilen problemin de tedavisi daha zor ve sonuçları çok garantili değil. Ama en iyisi uygun davranmak, yukarıda belirttiğimiz kurallara uymak. Bu hem sorunun ortaya çıkmasını engeller, hem de bazı küçük problemlerin düzelmesini sağlar. Şüpheli durumlarda en kısa zamanda çocuk ortopedisi ile ilgilenen bir ortopediste başvurmak sizi kesin olarak aydınlatır. Bebeğinizin geleceğini kurtarabilir.

bebekte sorun olduğu nasıl anlaşilir