🦭 Cinlerin Gelecekten Haber Vermesi Ile Ilgili Ayet

Konum. Adana. 26 Kas 2017. #1. S.a arkadaşlar bazı yazılarda gelecekten haber verirler şunlar olacak diye külliyen yalandır. Gaybi allahtan başka kimse bilemez. Cinconlar bilse böyle birşeyi super toto şans oyunlarini soyler birilerini zengin ederlerdi böyle birşey yok. Gelelim cinconlari kullananlara bunlar istihbarat bilgisi almak CinSuresi, 3. ayet: Elbette, Rabbimiz'in şanı Yücedir. O, ne bir eş edinmiştir, ne de bir çocuk." Cin Suresi, 4. ayet: "Doğrusu şu: Bizim beyinsizlerimiz, Allah'a karşı 'bir sürü saçma şeyler' söylemişler." Cin Suresi, 5. ayet: "Oysa biz, insanların ve cinlerin Allah'a karşı asla yalan söylemeyeceklerini sanmıştık." Selam Dostlarım, Konumuzda; Cin ile ilgili ayetler Diyanet, Cinlerle ilgili ayetler Arapça, Kur’an’da cinlerin özellikleri, Kur’an’da cinlerin yaratılışı, Cinlerle ilgili ayet ve hadisler, Cinlerle ilgili Bilgiler, Kur’an’da cin yoktur sorusuna cevap, Kuranda cin ile ilgili ayetler, cin suresi 8. ayet, Cinleri öldüren ayetler, İnsanlar cinleri görebilir mi Diyanet meteorların cinlere atılıyor olması. kuran-ı kerim cin suresi 8. ve 9. ayetlerde öne sürülen iddia. eskiden göğe oturup oradaki haberleri dinleyebilen cinlerin kuran-ı kerim geldikten sonra göğe çıkmaya çalıştıkları anda kafalarına ateş topunu yedikleri, böylece geleceği öğrenemedikleri anlatılmakta bu ayetlerde. Peygamberimizde,cinlerin insanın içine girebildiğini şu hadisle bildirmiştir. Şeytanın,insanın içinde damarlarına girip,kanı ile birlikte dolaşması için kişinin içine girmesi gerekmez mi? Rasulullah (s.a.v); “Şüphesiz, şeytan,insanın damarlarında kanı ile birlikte dolaşır.” Buyurmuştur.(Sahihi Buhari) Hicr suresinin Cinlerin Özellikleri. -CİN KELİMESİ NE ANLAMA GELİYOR-. Cin kelimesi Arapça'dır. "Can" kelimesi ile ilgilidir. Semavi ve İlahi kitapların hepsinde de adından bahsedilmiş, sebep olduğu olaylar anlatılmıştır. Cinleri tanıyabilmek için önce "Cin" kelimesinin anlamı üzerinde durmak gerekiyor. Cin kelimesinin en belirgin manası 5- Cinlerde insanlar gibi çocuk sahibi olurlar. 6- Cinlerde insanlar gibi yaşlanırlar. 7- Cinlerde insanlar gibi erkek ve dişiden oluşurlar. 8- Cinlerde insanlar gibi duygulanır, ağlar, güler, sevinir, üzülür. 9- Cinlerin amirleri, memurları, kanunları, sosyal yaşamları, evleri, köyleri vardır. Cinlerleilgili ilginç ve müthiş gerçekler-1 CİNLER, CİNLER ALEMİ, CİNLER HAKKINDA ÇARPICI GERÇEKLER. CİNLERDEN KORUNMANIN YOLLARI. Bu yazıları sizlerle paylaşmadan önce pek çok ifrit ve şeytani cinlerin saldırılarıyla karşılaştım. Sol topuğuma saldıran bir genç cinin sol bacağımda oluşturduğu karıncalanma ve uğuşmayıda hissettim. 40 yıldır beni MeleklerinVe Cinlerin Özellikleri Meleklerle ilgili bilgiyi biz, Hz. Peygamber’in (sallallahu aleyhi ve sellem) hadislerinde görmekteyiz. Bir hadis-i şerifte “Cinlerin ve şeytanların ateşten, Hz. Âdem’in topraktan/çamurdan, meleklerin ise nurdan yaratıldığı” (Müslim, Zühd, 10) bildirilir. *Melekler günah işlemezler Melekler, öfke, kin, gazap, kıskanma ve haset gibi nH7Z. En'âm / 100. Ayet وَجَعَلُوا لِلّٰهِ شُرَكَٓاءَ الْجِنَّ وَخَلَقَهُمْ وَخَرَقُوا لَهُ بَن۪ينَ وَبَنَاتٍ بِغَيْرِ عِلْمٍۜ سُبْحَانَهُ وَتَعَالٰى عَمَّا يَصِفُونَ۟ Buna rağmen tuttular, cinleri Allah’a ortak koştular; halbuki onları da Allah yaratmıştır. Bir de kesin bir bilgiye dayanmaksızın O’na oğullar ve kızlar yakıştırdılar. Allah, onların ileri sürdükleri bütün bu nitelemelerden sonsuz derecede uzak ve çok yücedir. En'âm / 128. Ayet وَيَوْمَ يَحْشُرُهُمْ جَم۪يعًاۚ يَا مَعْشَرَ الْجِنِّ قَدِ اسْتَكْثَرْتُمْ مِنَ الْاِنْسِۚ وَقَالَ اَوْلِيَٓاؤُ۬هُمْ مِنَ الْاِنْسِ رَبَّنَا اسْتَمْتَعَ بَعْضُنَا بِبَعْضٍ وَبَلَغْنَٓا اَجَلَنَا الَّذ۪ٓي اَجَّلْتَ لَنَاۜ قَالَ النَّارُ مَثْوٰيكُمْ خَالِد۪ينَ ف۪يهَٓا اِلَّا مَا شَٓاءَ اللّٰهُۜ اِنَّ رَبَّكَ حَك۪يمٌ عَل۪يمٌ Allah bütün insanları ve cinleri huzurunda toplayacağı kıyâmet günü “Ey cinler topluluğu! Siz insanlardan pek çoğunu yoldan çıkardınız” buyuracak. İnsanlardan cinlere uymuş ve onlarla iyice yakınlık peyda etmiş olanlar da “Rabbimiz! Doğrusu biz, birbirimizden faydalandık ve böylece bizim için takdir ettiğin sürenin sonuna geldik” diyecekler. Bunun üzerine Allah şöyle buyuracak “Sizin varacağınız yer ateştir. Allah aksini dilemedikçe, hepiniz orada sonsuza kadar kalacaksıznız.” Şüphesiz senin Rabbin, her işi ve hükmü hikmetli ve sağlam olan, her şeyi hakkiyle bilendir. A'râf / 38. Ayet قَالَ ادْخُلُوا ف۪ٓي اُمَمٍ قَدْ خَلَتْ مِنْ قَبْلِكُمْ مِنَ الْجِنِّ وَالْاِنْسِ فِي النَّارِۜ كُلَّمَا دَخَلَتْ اُمَّةٌ لَعَنَتْ اُخْتَهَاۜ حَتّٰٓى اِذَا ادَّارَكُوا ف۪يهَا جَم۪يعًاۙ قَالَتْ اُخْرٰيهُمْ لِاُو۫لٰيهُمْ رَبَّنَا هٰٓؤُ۬لَٓاءِ اَضَلُّونَا فَاٰتِهِمْ عَذَابًا ضِعْفًا مِنَ النَّارِۜ قَالَ لِكُلٍّ ضِعْفٌ وَلٰكِنْ لَا تَعْلَمُونَ Allah şöyle buyuracak “Sizden önce gelip geçmiş cin ve insan topluluklarıyla beraber siz de girin cehenneme!” Bu şekilde her bir topluluk ateşe girdikçe yoldaşlarına lânet edecek. Nihâyet hepsi birbiri ardınca orada toplandıklarında, sonra gelenler önce girenler hakkında “Rabbimiz! Bizi doğru yoldan işte bunlar saptırdılar; bu sebeple onlara iki kat ateş azabı çektir” diyecekler. Allah da “Her birinize iki kat azap var, fakat siz bilmiyorsunuz” buyuracak. Hûd / 119. Ayet اِلَّا مَنْ رَحِمَ رَبُّكَۜ وَلِذٰلِكَ خَلَقَهُمْۜ وَتَمَّتْ كَلِمَةُ رَبِّكَ لَاَمْلَـَٔنَّ جَهَنَّمَ مِنَ الْجِنَّةِ وَالنَّاسِ اَجْمَع۪ينَ Ancak Rabbinin merhamet ettikleri haktan ayrılmaz ve anlaşmazlığa düşmezler. Zâten Allah onları asıl bunun için yaratmıştır. Böylece Rabbinin “Cehennemi mutlaka cinler ve insanlarla dolduracağım” sözü yerine gelmiş olacaktır. Hicr / 27. Ayet وَالْجَٓانَّ خَلَقْنَاهُ مِنْ قَبْلُ مِنْ نَارِ السَّمُومِ Cinlere gelince, onları daha önceden bedenin gözeneklerine işleyen zehirleyici, yakıcı, kavurucu bir ateşten yaratmıştık. Sâffât / 158. Ayet وَجَعَلُوا بَيْنَهُ وَبَيْنَ الْجِنَّةِ نَسَبًاۜ وَلَقَدْ عَلِمَتِ الْجِنَّةُ اِنَّهُمْ لَمُحْضَرُونَۙ Bir de kalkıp Allah ile cinler-melekler arasında bir soy bağı uydurdular. Oysa melekler çok iyi biliyor ki, bu tür iftirâda bulunanlar toplanıp hesapları görülmek üzere Allah’ın huzuruna çıkarılacak ve cehenneme atılacaklardır. Sâffât / 159. Ayet سُبْحَانَ اللّٰهِ عَمَّا يَصِفُونَۙ Allah, onların bu asılsız yakıştırmalarından çok uzaktır, yücedir! Sâffât / 160. Ayet اِلَّا عِبَادَ اللّٰهِ الْمُخْلَص۪ينَ Ancak Allah’ın ihlâsa erdirdiği kulları hariç! Onlar böyle yakıştırmalarda bulunmaz; aksine Rablerini şânına lâyık sıfatlarla yüceltirler. Sâffât / 162. Ayet مَٓا اَنْتُمْ عَلَيْهِ بِفَاتِن۪ينَۙ Allah’a karşı kimseyi azdırıp yoldan çıkaracak bir kuvvete sahip değilsiniz. Sâffât / 163. Ayet اِلَّا مَنْ هُوَ صَالِ الْجَح۪يمِ Siz ancak ille de cehennemi boylayıp orada kavrulmak isteyen azgınları saptırabilirsiniz. Sâffât / 164. Ayet وَمَا مِنَّٓا اِلَّا لَهُ مَقَامٌ مَعْلُومٌ Melekler şöyle der “Bizim her birimizin Allah katında belli bir makamı ve vazîfesi vardır.” Sâffât / 165. Ayet وَاِنَّا لَنَحْنُ الصَّٓافُّونَۚ “O’nun emrini alıp yerine getirmek için bizler saf saf dizilmiş beklemekteyiz.” Sâffât / 166. Ayet وَاِنَّا لَنَحْنُ الْمُسَبِّحُونَ “Biz, Allah’ın her türlü eksiklik ve ortaktan uzak olduğunu sürekli ikrar ve ilan etmekteyiz.” Neml / 17. Ayet وَحُشِرَ لِسُلَيْمٰنَ جُنُودُهُ مِنَ الْجِنِّ وَالْاِنْسِ وَالطَّيْرِ فَهُمْ يُوزَعُونَ Günün birinde cinlerden, insanlardan ve kuşlardan oluşan orduları emri üzere Süleyman’ın huzurunda toplandılar. Hepsi birlikte onun tarafından düzenli bir şekilde sevk ve idâre ediliyordu. Neml / 39. Ayet قَالَ عِفْر۪يتٌ مِنَ الْجِنِّ اَنَا۬ اٰت۪يكَ بِه۪ قَبْلَ اَنْ تَقُومَ مِنْ مَقَامِكَۚ وَاِنّ۪ي عَلَيْهِ لَقَوِيٌّ اَم۪ينٌ Cinlerden bir ifrit “Ben, daha sen makâmından kalkmadan önce onu sana getiririm. Çünkü ben gerçekten bu konuda çok kuvvetli, güvenilir biriyim” dedi. Sebe' / 12. Ayet وَلِسُلَيْمٰنَ الرّ۪يحَ غُدُوُّهَا شَهْرٌ وَرَوَاحُهَا شَهْرٌۚ وَاَسَلْنَا لَهُ عَيْنَ الْقِطْرِۜ وَمِنَ الْجِنِّ مَنْ يَعْمَلُ بَيْنَ يَدَيْهِ بِاِذْنِ رَبِّه۪ۜ وَمَنْ يَزِغْ مِنْهُمْ عَنْ اَمْرِنَا نُذِقْهُ مِنْ عَذَابِ السَّع۪يرِ Süleyman’ın emrine de rüzgârı verdik. Onunla sabah gidişte bir aylık, akşam dönüşte de bir aylık yol alırdı. Erimiş bakırı onun için kaynağından sel gibi akıttık. Cinlerden de, Rabbinin izniyle onun maiyetinde çalışanlar vardı. Onlardan kim emrimizden biraz sapsa, ona hemen çok yakıcı ateş azabından tattırırdık. Sebe' / 14. Ayet فَلَمَّا قَضَيْنَا عَلَيْهِ الْمَوْتَ مَا دَلَّهُمْ عَلٰى مَوْتِه۪ٓ اِلَّا دَٓابَّةُ الْاَرْضِ تَأْكُلُ مِنْسَاَتَهُۚ فَلَمَّا خَرَّ تَبَيَّنَتِ الْجِنُّ اَنْ لَوْ كَانُوا يَعْلَمُونَ الْغَيْبَ مَا لَبِثُوا فِي الْعَذَابِ الْمُه۪ينِ Süleyman’ın ölümünü takdir edip canını aldığımızda, son derece ağır işlerde çalışan cinler, onun öldüğünü ancak üzerine dayandığı değneğini kemiren bir ağaç kurdu sayesinde fark edebildiler. Değnek kırılıp Süleyman yere yıkılınca anlaşıldı ki, eğer cinler gerçekten duyularının ötesinde olup bitenleri bilmiş olsalardı, Süleyman öldüğü halde, kendilerini böyle zelil ve perişan eden ağır işleri yapmaya devam etmezlerdi. Sâd / 37. Ayet وَالشَّيَاط۪ينَ كُلَّ بَنَّٓاءٍ وَغَوَّاصٍۙ Binalar kuran, dalgıçlık yapan şeytanları da emrine boyun eğdirdik. Sâd / 38. Ayet وَاٰخَر۪ينَ مُقَرَّن۪ينَ فِي الْاَصْفَادِ Ayrıca demir zincirlerle birbirlerine bağlanmış daha nice yaratıkları da… Fussilet / 25. Ayet وَقَيَّضْنَا لَهُمْ قُرَنَٓاءَ فَزَيَّنُوا لَهُمْ مَا بَيْنَ اَيْد۪يهِمْ وَمَا خَلْفَهُمْ وَحَقَّ عَلَيْهِمُ الْقَوْلُ ف۪ٓي اُمَمٍ قَدْ خَلَتْ مِنْ قَبْلِهِمْ مِنَ الْجِنِّ وَالْاِنْسِۚ اِنَّهُمْ كَانُوا خَاسِر۪ينَ۟ Biz onlara öyle kötü arkadaşlar musallat ettik ki, bunlar yaptıkları ve yapacakları bütün kötülükleri onlara süslü ve câzip gösterdiler. Böylece, kendilerinden önceki cin ve insan topluluklarının başına gelen azap sözü, onlar için de kaçınılmaz oldu. Gerçekten onlar, büyük bir hüsrâna uğramışlardır. Ahkaf / 18. Ayet اُو۬لٰٓئِكَ الَّذ۪ينَ حَقَّ عَلَيْهِمُ الْقَوْلُ ف۪ٓي اُمَمٍ قَدْ خَلَتْ مِنْ قَبْلِهِمْ مِنَ الْجِنِّ وَالْاِنْسِۜ اِنَّهُمْ كَانُوا خَاسِر۪ينَ İşte bunlar, kendilerinden önce gelmiş geçmiş isyankâr cin ve insan toplulukları içinde, haklarında azap hükmünün kesinleştiği kimselerdir. Gerçekten onlar, kıyâmet günü büyük bir hüsrâna uğrayacaklardır. Ahkaf / 29. Ayet وَاِذْ صَرَفْنَٓا اِلَيْكَ نَفَرًا مِنَ الْجِنِّ يَسْتَمِعُونَ الْقُرْاٰنَۚ فَلَمَّا حَضَرُوهُ قَالُٓوا اَنْصِتُواۚ فَلَمَّا قُضِيَ وَلَّوْا اِلٰى قَوْمِهِمْ مُنْذِر۪ينَ Hani cinlerden bir grubu, Kur’an’ı dinlemeleri için sana yönlendirmiştik. Onu dinlemek üzere hazır hâle geldiklerinde, birbirlerine “Susun, dinleyelim!” dediler. Okuman tamamlanınca da kavimlerine birer uyarıcı olarak döndüler. Ahkaf / 30. Ayet قَالُوا يَا قَوْمَنَٓا اِنَّا سَمِعْنَا كِتَابًا اُنْزِلَ مِنْ بَعْدِ مُوسٰى مُصَدِّقًا لِمَا بَيْنَ يَدَيْهِ يَهْد۪ٓي اِلَى الْحَقِّ وَاِلٰى طَر۪يقٍ مُسْتَق۪يمٍ Onlara şöyle dediler “Ey kavmimiz! Biz Mûsâ’dan sonra indirilen, daha önceki kitapları doğrulayan, gerçeğe ve dosdoğru bir yola rehberlik yapan bir kitap dinledik.” Zâriyât / 56. Ayet وَمَا خَلَقْتُ الْجِنَّ وَالْاِنْسَ اِلَّا لِيَعْبُدُونِ Ben cinleri ve insanları ancak beni tanıyıp bana kulluk etsinler diye yarattım. Rahmân / 15. Ayet وَخَلَقَ الْجَٓانَّ مِنْ مَارِجٍ مِنْ نَارٍۚ Cinleri de dumanı olmayan saf bir ateş alevinden yarattı. Rahmân / 33. Ayet يَا مَعْشَرَ الْجِنِّ وَالْاِنْسِ اِنِ اسْتَطَعْتُمْ اَنْ تَنْفُذُوا مِنْ اَقْطَارِ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضِ فَانْفُذُواۜ لَا تَنْفُذُونَ اِلَّا بِسُلْطَانٍۚ Ey cin ve insan topluluğu! Göklerin ve yerin hududundan geçip gitmeye gücünüz yetiyorsa, haydi geçin gidin bakalım! Şunu bilin ki, onları ancak üstün bir güç, kuvvetli bir delil ve bilgi ile geçe­bilirsiniz. Rahmân / 35. Ayet يُرْسَلُ عَلَيْكُمَا شُوَاظٌ مِنْ نَارٍ وَنُحَاسٌ فَلَا تَنْتَصِرَانِۚ Üzerinize dumansız bir ateş alevi ve erimiş bir bakır gönderilir de ne yapsanız Allah’ın azabından kurtulamaz, kendinize yardım edecek kimse de bulamazsınız. Rahmân / 36. Ayet فَبِاَيِّ اٰلَٓاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ Öyleyse, ey insanlar ve cinler, Rabbinizin hangi nimet ve kud­re­tini yalanlayabilirsiniz? Rahmân / 37. Ayet فَاِذَا انْشَقَّتِ السَّمَٓاءُ فَكَانَتْ وَرْدَةً كَالدِّهَانِۚ Gök yarılıp kızarmış yağ gibi kıpkırmızı bir güle dönüştüğünde son derece korkunç bir hal alacak ve müthiş işler olacak! Rahmân / 38. Ayet فَبِاَيِّ اٰلَٓاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ Öyleyse, ey insanlar ve cinler, Rabbinizin hangi nimet ve kud­retini yalanlayabilirsiniz? Rahmân / 39. Ayet فَيَوْمَئِذٍ لَا يُسْـَٔلُ عَنْ ذَنْبِه۪ٓ اِنْسٌ وَلَا جَٓانٌّۚ Artık o gün ne insanlara ne de cinlere günahları sorulur. Rahmân / 41. Ayet يُعْرَفُ الْمُجْرِمُونَ بِس۪يمٰيهُمْ فَيُؤْخَذُ بِالنَّوَاص۪ي وَالْاَقْدَامِۚ Ömürlerini günahla doldurmuş inkârcı suçlular sîmâlarından tanınırlar; derhal perçemlerinden ve ayaklarından kıskıvrak yakalanıp ce­henneme atılırlar. Cin / 1. Ayet قُلْ اُو۫حِيَ اِلَيَّ اَنَّهُ اسْتَمَعَ نَفَرٌ مِنَ الْجِنِّ فَقَالُٓوا اِنَّا سَمِعْنَا قُرْاٰنًا عَجَبًاۙ Rasûlüm! De ki “Bana vahiyle bildirildi ki, cinlerden bir topluluk beni Kur’an okurken dinleyip sonra da kavimlerine dönerek şöyle dediler Biz hârikulâde güzel bir Kur’an dinledik.» Cin / 2. Ayet يَهْد۪ٓي اِلَى الرُّشْدِ فَاٰمَنَّا بِه۪ۜ وَلَنْ نُشْرِكَ بِرَبِّنَٓا اَحَدًاۙ O her hususta doğru yolu gösteriyor; biz de ona iman ettik. Bundan böyle artık Rabbimize hiç kimseyi ortak koşmayacağız.» Cin / 3. Ayet وَاَنَّهُ تَعَالٰى جَدُّ رَبِّنَا مَا اتَّخَذَ صَاحِبَةً وَلَا وَلَدًاۙ Şüphesiz Rabbimizin şânı çok yücedir. O ne bir eş edinmiştir; ne de bir çocuk.» Cin / 4. Ayet وَاَنَّهُ كَانَ يَقُولُ سَف۪يهُنَا عَلَى اللّٰهِ شَطَطًاۙ Şimdi öğreniyoruz ki, meğer bizim beyinsizlerimiz, Allah hakkında yalan yanlış şeyler söylüyormuş.» Cin / 5. Ayet وَاَنَّا ظَنَنَّٓا اَنْ لَنْ تَقُولَ الْاِنْسُ وَالْجِنُّ عَلَى اللّٰهِ كَذِبًاۙ Oysa biz, insanların da cinlerin de Allah hakkında asla yalan söylemeyeceklerini sanıyorduk.» Cin / 6. Ayet وَاَنَّهُ كَانَ رِجَالٌ مِنَ الْاِنْسِ يَعُوذُونَ بِرِجَالٍ مِنَ الْجِنِّ فَزَادُوهُمْ رَهَقًاۙ “Gerçi, öteden beri insanlardan bazı adamlar cinlerden birtakım adamlara sığınıyor, böylece onların kibir ve azgınlıklarını artırıyor, cinler de kendilerine sığınanların günahına günah, isyânına isyân katıyorlardı.» Cin / 7. Ayet وَاَنَّهُمْ ظَنُّوا كَمَا ظَنَنْتُمْ اَنْ لَنْ يَبْعَثَ اللّٰهُ اَحَدًاۙ Onlar da, sizin sandığınız gibi, Allah ölen kimseyi bir daha diriltmeyecek sanıyorlardı.»” Cin / 8. Ayet وَاَنَّا لَمَسْنَا السَّمَٓاءَ فَوَجَدْنَاهَا مُلِئَتْ حَرَسًا شَد۪يدًا وَشُهُبًاۙ “Doğrusu biz, melekleri dinlemek için göğe yükselmek istedik. Bir de ne görelim Orası sert ve güçlü bekçilerle, alev fışkırtan mermilerle dopdolu.» Cin / 9. Ayet وَاَنَّا كُنَّا نَقْعُدُ مِنْهَا مَقَاعِدَ لِلسَّمْعِۜ فَمَنْ يَسْتَمِعِ الْاٰنَ يَجِدْ لَهُ شِهَابًا رَصَدًاۙ Oysa önceleri biz, haber dinlemek için orada oturacak yerler bulup otururduk. Fakat şimdi, Kur’an inmeye başladıktan sonra, artık kim göğe çıkıp melekleri dinlemeye kalksa, kendisini gözetleyen bir alev topuyla karşılaşıyor!» Cin / 10. Ayet وَاَنَّا لَا نَدْر۪ٓي اَشَرٌّ اُر۪يدَ بِمَنْ فِي الْاَرْضِ اَمْ اَرَادَ بِهِمْ رَبُّهُمْ رَشَدًاۙ Göğün böyle sıkı denetim altına alınmasıyla yeryüzü ahâlisi için bir kötülük mü kastedilmiştir, yoksa Rableri onlar için bir iyilik mi dilemiştir; onu biz bilemiyoruz?» Cin / 11. Ayet وَاَنَّا مِنَّا الصَّالِحُونَ وَمِنَّا دُونَ ذٰلِكَۜ كُنَّا طَرَٓائِقَ قِدَدًاۙ Bize gelince, içimizde dürüst ve erdemli kimseler de var, bunun çok aşağısında kalan azgınlar da. Tıpkı insanlar gibi biz de farklı inançlara sahip çeşitli gruplara ayrılmış vaziyetteyiz.» Cin / 12. Ayet وَاَنَّا ظَنَنَّٓا اَنْ لَنْ نُعْجِزَ اللّٰهَ فِي الْاَرْضِ وَلَنْ نُعْجِزَهُ هَرَبًاۙ Artık şu gerçeği iyice anlamış bulunuyoruz ki, biz ne yeryüzünde Allah’ın iradesine karşı koyabiliriz, ne de O’nun elinden kaçıp kurtulabiliriz.» Cin / 13. Ayet وَاَنَّا لَمَّا سَمِعْنَا الْهُدٰٓى اٰمَنَّا بِه۪ۜ فَمَنْ يُؤْمِنْ بِرَبِّه۪ فَلَا يَخَافُ بَخْسًا وَلَا رَهَقًاۙ Ne zaman ki doğru yolu gösteren Kur’an’ı dinledik, hemen ona iman ettik. Rabbine iman eden kimse, ne ecrinin eksilmesinden korkar, ne de zulme uğramaktan.» Cin / 14. Ayet وَاَنَّا مِنَّا الْمُسْلِمُونَ وَمِنَّا الْقَاسِطُونَۜ فَمَنْ اَسْلَمَ فَاُو۬لٰٓئِكَ تَحَرَّوْا رَشَدًا İçimizde Allah’a teslimiyet yolunu seçenler de var, doğru yolu terk eden zâlimler de. Kim teslimiyet yolunu seçip Allah’ın emirlerine boyun eğerse, işte onlar doğru yolu arayıp bulmuş olanlardır.» Cin / 15. Ayet وَاَمَّا الْقَاسِطُونَ فَكَانُوا لِجَهَنَّمَ حَطَبًاۙ Doğru yolu terk eden zâlimler ise cehenneme odun olacaklardır.»” Cin / 16. Ayet وَاَنْ لَوِ اسْتَقَامُوا عَلَى الطَّر۪يقَةِ لَاَسْقَيْنَاهُمْ مَٓاءً غَدَقًاۙ Eğer insanlar ve cinler, Allah’ın yolu üzerinde dosdoğru yürüselerdi, onlara bol bol yağmur verir, rızıklarını genişletirdik. Cin / 17. Ayet لِنَفْتِنَهُمْ ف۪يهِۚ وَمَنْ يُعْرِضْ عَنْ ذِكْرِ رَبِّه۪ يَسْلُكْهُ عَذَابًا صَعَدًاۙ Aslında verdiğimiz bu nimetlerle onları imtihan ediyoruz. Kim Rabbini anmaktan yüz çevirirse, Allah onu gittikçe artan çetin bir azaba uğratır. Nâs / 1. Ayet قُلْ اَعُوذُ بِرَبِّ النَّاسِۙ De ki “Sığınırım insanların Rabbine”, Nâs / 4. Ayet مِنْ شَرِّ الْوَسْوَاسِ الْخَنَّاسِۙ “O sinsi şeytanın üflemelerinin şerrinden”, Nâs / 5. Ayet اَلَّذ۪ي يُوَسْوِسُ ف۪ي صُدُورِ النَّاسِۙ “İnsanların kalplerine üfleyen o sinsi şeytanın.” Nâs / 6. Ayet مِنَ الْجِنَّةِ وَالنَّاسِ “Ki o, cinlerden de olur, insanlardan da.” En'âm / 112. Ayet وَكَذٰلِكَ جَعَلْنَا لِكُلِّ نَبِيٍّ عَدُوًّا شَيَاط۪ينَ الْاِنْسِ وَالْجِنِّ يُوح۪ي بَعْضُهُمْ اِلٰى بَعْضٍ زُخْرُفَ الْقَوْلِ غُرُورًاۜ وَلَوْ شَٓاءَ رَبُّكَ مَا فَعَلُوهُ فَذَرْهُمْ وَمَا يَفْتَرُونَ İşte biz her peygamberin karşısında insan ve cin şeytanlarından oluşan bir düşman şebeke var etmişizdir. Bunlar, aldatmak için birbirlerine yaldızlı sözler fısıldayıp dururlar. Şayet Rabbin dileseydi böyle yapamazlardı. Bu bakımdan onları, uydurdukları yalanlarla başbaşa bırak! En'âm / 130. Ayet يَا مَعْشَرَ الْجِنِّ وَالْاِنْسِ اَلَمْ يَأْتِكُمْ رُسُلٌ مِنْكُمْ يَقُصُّونَ عَلَيْكُمْ اٰيَات۪ي وَيُنْذِرُونَكُمْ لِقَٓاءَ يَوْمِكُمْ هٰذَاۜ قَالُوا شَهِدْنَا عَلٰٓى اَنْفُسِنَا وَغَرَّتْهُمُ الْحَيٰوةُ الدُّنْيَا وَشَهِدُوا عَلٰٓى اَنْفُسِهِمْ اَنَّهُمْ كَانُوا كَافِر۪ينَ Allah onlara “Ey cin ve insan topluluğu! İçinizden âyetlerimi size okuyup açıklayan ve hesap vereceğiniz bu günle karşılaşacağınızı söyleyerek sizi uyaran peygamberler gelmedi mi?” diye soracak. Onlar da “Kendi aleyhimize de olsa şâhitlik ederiz ki, evet geldi” diyecekler. Önceden dünya hayatı onları aldatmış, böylece inkâr yolunu tutmuşlardı; şimdi de kendi aleyhlerinde şâhitlik yapıp kâfir olduklarını itiraf edecekler. İsrâ / 88. Ayet قُلْ لَئِنِ اجْتَمَعَتِ الْاِنْسُ وَالْجِنُّ عَلٰٓى اَنْ يَأْتُوا بِمِثْلِ هٰذَا الْقُرْاٰنِ لَا يَأْتُونَ بِمِثْلِه۪ وَلَوْ كَانَ بَعْضُهُمْ لِبَعْضٍ ظَه۪يرًا De ki “Bütün insanlar ve cinler şu Kur’an’ın bir benzerini getirmek üzere bir araya gelseler ve bu hususta güçlerini birleştirip birbirlerine yardımcı da olsalar, imkânı yok, asla onun bir benzerini getiremezler. Kehf / 50. Ayet وَاِذْ قُلْنَا لِلْمَلٰٓئِكَةِ اسْجُدُوا لِاٰدَمَ فَسَجَدُٓوا اِلَّٓا اِبْل۪يسَۜ كَانَ مِنَ الْجِنِّ فَفَسَقَ عَنْ اَمْرِ رَبِّه۪ۜ اَفَتَتَّخِذُونَهُ وَذُرِّيَّتَهُٓ اَوْلِيَٓاءَ مِنْ دُون۪ي وَهُمْ لَكُمْ عَدُوٌّۜ بِئْسَ لِلظَّالِم۪ينَ بَدَلًا Bir zamanlar meleklere “Âdem’e secde edin!” diye emretmiştik de hepsi secdeye kapanmış, fakat İblîs secde etmemişti. O cinlerdendi ve bu yüzden Rabbinin emrinden dışarı çıkmıştı. Böyle iken siz, beni bırakıp da, size düşman oldukları halde onu ve soyunu mu dost ediniyorsunuz? Zâlimler için bu ne kötü bir değiştirmedir! Sebe' / 41. Ayet قَالُوا سُبْحَانَكَ اَنْتَ وَلِيُّنَا مِنْ دُونِهِمْۚ بَلْ كَانُوا يَعْبُدُونَ الْجِنَّۚ اَكْثَرُهُمْ بِهِمْ مُؤْمِنُونَ Melekler ise “Seni noksan sıfatlardan ve herhangi bir ortağının bulunmasından pak ve uzak tutarız. Bizim dostumuz, sahibimiz ve koruyucumuz ancak sensin! Bizim onlarla bu mânada hiçbir münâsebetimiz olmamıştır, olamaz da! Hayır, onlar, bize değil cinlere tapıyordu ve çoğu onlara inanıyordu” diye cevap verecekler. Fussilet / 29. Ayet وَقَالَ الَّذ۪ينَ كَفَرُوا رَبَّنَٓا اَرِنَا الَّذَيْنِ اَضَلَّانَا مِنَ الْجِنِّ وَالْاِنْسِ نَجْعَلْهُمَا تَحْتَ اَقْدَامِنَا لِيَكُونَا مِنَ الْاَسْفَل۪ينَ İnkâra saplanmış olanlar cehennemde şöyle diyecekler “Rabbimiz! Gerek cinlerden gerek insanlardan bizi saptıranları bize gösteriver; onları ayaklarımızın altına alıp çiğneyelim de böylece en aşağılık kimseler olsunlar!” Rahmân / 56. Ayet ف۪يهِنَّ قَاصِرَاتُ الطَّرْفِۙ لَمْ يَطْمِثْهُنَّ اِنْسٌ قَبْلَهُمْ وَلَا جَٓانٌّۚ O cennetlerde bakışlarını sadece eşlerine çevirmiş öyle tatlı bakışlı güzel kadınlar vardır ki, bunlardan önce kendilerine ne bir in­san eli değmiştir ne de cin. Rahmân / 74. Ayet لَمْ يَطْمِثْهُنَّ اِنْسٌ قَبْلَهُمْ وَلَا جَٓانٌّۚ Daha önce kendilerine ne bir insan eli değmiştir, ne de cin. Cinler Alemi Hakkında Bilgiler 03/06/2019 Cinler Hakkında Bilgiler 4383 Okunma 4 Yorum Bu yazımızda cinler alemi hakkında genel bilgileri bulabilirsiniz. Cinler alemi hakkında merak edilen soruların cevapları için cinler alemi hakkında sorular sayfasına da bakın. Cinler Var mıdır? İnanç sahibi bir mümin cinlerin varlığı konusunda hiç bir zaman şüpheye düşmemelidir. Cinlerin varlığı Kur'an'ın bir çok ayetinde ve Hz. Peygamber'in hadislerinde açık ve net olarak belirtilmiştir. Kur'an-ı Kerim'de 72. Sure cin suresidir ve cinler ile ilgili bilgiler içermektedir. İslamiyet dışında diğer dinlerde de cin inancı vardır. Cinler Ne Zaman Yaratıldı? Cinlerin ne zaman yaratıldıklarına dair birçok görüş vardır. Ancak bu husus Kur'an'da ve hadislerde tam olarak belirtilmediği için kesin olarak bir şey söylemek mümkün değildir. Tek kesin bildiğimiz husus, cinlerin insanlardan önce yaratıldığı dır. Nitekim Kur'an-ı Kerim'de de şöyle buyrulmaktadır 'Andolsun ki insanı kuru balçıktan, işlenebilir kara topraktan yarattık. Cinleri de daha önce dumansız ateşten yarattık. Hicr Suresi 26-27' Abdullah b. Amr b. El-As'dan elde ettiği bilgilere göre ve İbn-i bişr El-Kureyli'ye göre Allah cin neslini Adem'den 2 bin sene önce yaratmıştır. Bir kısım ulemaya göre ise cinler insanlardan 40 sene önce yaratılmıştır. İnsanlardan önce yaratılmışlar ve dünyada, şuanda Ademoğullarına verilen görevler ile görevlendirilmişlerdir. Cinler Hangi Maddeden Yaratılmışlardır? Kur'an-ı Kerim'de dumansız ateş olarak tabir edilen ışınlardan yaratılmışlardır. Rahman Suresi 15. ayette şöyle denilmektedir. 'Cinleri de dumansız, saf alevden yarattı.' Cinlerin yaratıldıkları madde olarak, ateşin farklı türleri olan Maric ve Semum tabirlerileri geçmektedir. Maric kelime anlamı olarak ateşin en üstündeki renkli kısmıdır. Semum ise vücuda nüfuz eden ateştir. Detaylı bilgi için Maric ve Semum Nedir? makelesine bakabilirsiniz. Cinler Yemek Yerler mi? Cinlerin tümü yemezler, içmezler Onlardan bir sınıf yemez içmez, diğer bir sınıf hem yer hem içerler Bütün cinler yerler içerler Oysaki cinlerde aynı insanlar gibi yiyip içtikleri sahih hadislerle sabittir. Nur-u Arşillah efendimiz sav şöyle buyurmuştur. 'Biriniz yemek yediğinde, sağ eliyle yesin. Su içtiği zamanda sağ eliyle içsin; çünkü şeytan sol eliyle yiyip içer.' İslam Peygamberi Hz. Muhammed şöyle buyurmuştur 'Tezek ve kemikle istinca etmeyin. Çünkü o ikisi cinlerden din kardeşlerinizin azı­ğıdır.' Cinler Nerede Yaşarlar? Çöplüklerde, hamamlarda, mezarlıklarda, harabe yerlerde bulunurlar. Ayrıca insanlarla birlikte evlerde yaşan cinlerde vardır. İncir ağaçlarına yakın yerlerde bulunurlar ancak elma ağacından uzakta dururlar. Dini inançlarına göre ve kabilelerine göre yaşam alanları farklılık gösterir. Cinlerin Cinsiyeti Var mıdır? Meleklerde cinsiyet yoktur, ancak cinlerde erkeklik ve dişilik mevcuttur. Erkek olan cinlere 'hubs' dişi olan cinlere ise 'habais' denilmektedir. Cinsiyet farklılığı olduğu için, insanlar gibi çiftleşerek çoğalırlar ve akabinde yaşlanarak ölürler. Topluluklar halinde yaşarlar ve doğarlar büyürler, evlenirler, aynı insanlar gibi yaşam sürerler. Cinler Kaç Sınıftır? Cinler genel olarak 3 sınıftır. Havada uçabilen cinler Kedi köpek yılan şekline girebilen cinler Meskun mahalle yerleşen ve ihtiyaç hissettiğinde yolculuk yapabilen cinlerdir. Hayvanlar Cinleri Görebilir mi? Şeytanı gören bir kısım hayvanlar vardır. Özellikle kedi, köpek, at, eşek gibi evcil hayvanlar göz perdeleri açık olduğu için cinleri görürler. Bir hadisi şerifte peygamber sav şöyle buyurmuştur 'Horoz sesini duyduğunuz zaman Allah'ın fazlından isteyin. Çünkü o melek görmüştür. Eşeğin anırmasını duyduğunuz zaman şeytandan Allah'a sığının! Çünkü o şeytan görmüştür...' Cinler Ölürler mi? Yaşam sureleri ortalama olarak 1000 yıldır. Bu süre biz insanlara göre oldukça fazla olsa da, cinler kendi alemlerinde boyutlarında kendi zaman dilimlerine göre yaşamaktadırlar. Her ne kadar bize göre uzun bir zaman diliminde yaşasalar da nihayetinde ölümlüdürler. 'Yeryüzünde bulunan her şey fanidir. Ancak yüce ve cömert olan Rabbinin varlığı bakidir. Öyleyse rabbinizin nimetlerinden hangisi yalanlarsınız?' Rahman Suresi 26. ve 28. ayetleri 'Her nefis ölümü tadıcıdır; sonra bize döndürüleceksiniz.' Ankebut Suresi 57. ayet Cinlerin Dini İnançları Var mıdır? Allah, peygamber ve kitap inancı vardır ancak çok az bir kısmı hak dinlerine mensuptur. İbadet etmek ve hak dinin gerektirdiği gibi yaşamak zorundadırlar. Cennet ve Cehennem herkes için geçerlidir. Hristiyanlık, Yahudilik, İslamiyet ve daha pek çok dine inanan cinler vardır. İnanç bakımından insanlardan farklı olarak mensup oldukları dine olan bağlılıkları çok yüksektir. Cinler çoğu zaman ölümle karşı karşıya kalmalarına rağmen dini inançlarından vazgeçmezler. Müslüman olan cinlere ulvi cinler, Müslüman olmayan cinlere sufli cinler denir. Bir ayeti kerimede Allah şöyle buyurmaktadır. 'Ben cinleri ve insanları, bana kulluk etsinler diye yarattım.' Zariyat Suresi 56. ayet Cinler Şekil Değiştirebilirler mi? Cinler yaratılış olarak naif bir maddeden ışınlardan yaratıldıkları ve fiziksel bir bedene sahip olmadıkları için şekil değiştirmeleri mümkündür. Şekil değiştirme işlemini çok hızlı bir şekilde yaparlar ve hemen hemen her her şekle girebilirler ancak İslam Peygamberi Hz. Muhammed'in şekline giremeyecekleri bilinmektedir. Yılan, akrep, kedi, köpek gibi şekillere sıklıkla girerler. Cinler Gelecekten Haber Verebilirler mi? Geleceği ancak ve ancak Allahu Teala bilir. Hiçbir peygamber, veli, evliya yada başka bir varlık gelecek hakkında bilgi sahibi değildir. Bazı durumlarda Allah geleceği kısmi olarak kullarına bildirmiştir. Gelecekten haber almak ancak Allah'ın bildirmesiyle olur. Gelecekten haber veremeyecekleri kesin bilgi olsa da geçmişten haber verdikleri görülmüştür. Bu durumun nedeni ise cinlerin ömür olarak insanlardan çok daha uzun yaşaması sebep gösterilebilir. Bir cin bizden 10 kuşak öncesi yaşanan olayları bizzat görmüş ve yaşamış olabilir. Kur'an-ı Kerim'de şöyle buyrulmaktadır. 'Gaybı O bilir, gizlisini kimseye açmaz' Cin Suresi 26. ayet Şeytan Cin midir Melek midir? Kur'an'da Şeytan'ın İblis'in cinlerin atası olduğu ve ateşten yaratıldığı belirtilmiştir ancak Şeytan'ın uzun bir süre Cennet'te meleklerde birlikte yaşaması ve Meleklere ilim öğretmesi sebebiyle bazı kimseler Şeytan'ın melek olduğunu iddia etseler de bu yanlış bir bilgidir. Aşağıdaki ayetler Şeytan'ın cin olduğunu kanıt gösterilebilir. ''Cinlerin babası olan Cann'ı da ateşten alınan hiç dumansız halis bir alevden yaratmıştır.'' Rahman Suresi 15. ayet 'Hani biz meleklere, 'adem’e secde edin' demiştik; İblis’ten başka hepsi secde ettiler. O cinlerdendi, Rabbi'nin emrinden dışarı çıktı. Şimdi siz, beni bırakıp da onu ve onu izleyenleri mi dost ediniyorsunuz? Oysa onlar sizin düşmanınızdır. Zalimler adına bu ne kötü bir tercih!' KehfSuresi 50. ayet Cinler alemi hakkında daha fazla bilgi için Cinlerin Şekilleri Nasıldır? makalesini okuyabilirsiniz. EtiketlerCinlerin ÖzellikleriCinler Alemi Hakkında Bilgi Cin nedir, ne anlama gelir? Cinler neyden yaratılmıştır? Cinlerin özellikleri nelerdir? Cinler Kur’an’da geçiyor mu? Cinler gaybı bilebilir mi? Cinler Müslüman mı? Cinlerden korunma duası var mıdır? Ayet ve hadislerle cinler hakkında bilgiler. CİN NEDİR? Meleklerden ayrı olarak, yine latîf varlıklardan olan cinlerin varlığı Kitap ve sünnetle sabittir. Tekili cinnî olup, cânn kelimesi cin ile eş anlamlıdır. Gûl ve İfrît cinlerin değişik türlerindendir. CİNLER NEYDEN YARATILMIŞTIR? Kur’an’a göre insan topraktan, cinler ise ateşten yaratılmıştır. “Cinleri öz ateşten yarattı.” [1] “Şüphe yok ki, biz insanı kuru çamurdan, şekillenmiş kara balçıktan yarattık. Cinleri de daha önce, zehirli ateşten yarattık.”[2] Bu âyet cinlerin insan türünden önce yaratıldığını göstermektedir. Cinler yeryüzünde bulunur, mü’minleri ve kâfirleri vardır. İnsanlar gibi, Allah’ın emir ve yasaklarıyla yükümlüdürler, kendilerine peygamberler gönderilmiştir. Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyurulur “Ey cin ve insan topluluğu! Size, içinizden, âyetlerimi anlatan ve şu kıyamet gününüzün geleceğini haber verip sizi uyaran peygamberler gelmedi mi?” [3] Cinlerin mutlak gabya ait bilgileri yoktur. Ancak hayat sürelerinin uzunluğu, ruhânî varlıklar olmaları, meleklerden haber çalmaları gibi sebeplerle, insanların bilmediği geçmişe veya şimdiki zamana ait bazı olayları bilebilirler. Ancak bu durum onların insanlardan üstün olduğu anlamına gelmez. Cinler, doğru ve yanlış karışık bilgileri, bağlantılı oldukları kişiye aktarabilirler. Bu kişilere cinci ve büyücü denir. İslâm’da bu gibi cin işleriyle uğraşmak yasaklanmıştır. CİNLERİN ÖZELLİKLERİ Cinler de insanlar gibi imân ve diğer İslâmî hükümlerle yükümlüdürler. “Ben cinleri ve insanları, ancak bana ibadet etsinler diye yarattım.”[4] âyeti bunun delilidir. Cinler tıpkı insanlar gibi yerler, içerler, evlenir ve çoğalırlar, erkeklik ve dişilikleri vardır, doğar, büyür ve ölürler. Ancak onların ömrü kendi zaman birimlerine göre 60-70 yıl olmakla birlikte, dünya zaman birimine göre bu süre bin yıla kadar çıkabilmektedir. HZ. SÜLEYMAN VE CİNLER Cinlerin yaratılışı türlü şekillere girmeye ve ağır işler görmeye elverişlidir. Nitekim, Hz. Süleyman, Belkıs’ın tahtını Yemen’den getirtmek isteyince İfrît adlı bir cin şöyle demiştir “Daha sen yerinden kalkmadan ben sana onu getiririm, benim herhalde buna yetecek gücüm vardır.” [5] Süleyman Kudüs’te, getirtilecek taht ise Yemen’de idi. Ancak daha sonra, bu tahtı, Allah’ın veli kullarından bir kul olan Asaf İbn Berhiyâ, göz açıp kapayıncaya kadar getirmiştir. Bu durumu Cenâb-ı Hak şöyle beyan eder “Nezdinde kitaptan bir ilim bulunan kimse Ben, onu sana göz açıp kapayıncaya kadar getiririm’ dedi.” [6] Bu durum, bir maddenin “ışınlama yoluyla” başka yere nakledilebileceğini gösterir. Diğer yandan Süleyman Peygamber cinleri ağır ve güç işlerde çalıştırmıştır.[7] CİNLER MÜSLÜMAN MI? Hz. Peygamber Ukaz panayırına giderken Nahle’de sabah namazını kıldırmış, bir grup cin gelip Kur’an dinlemiş ve müslüman olmuştur. Bu durum Rasûlullah’a Cin sûresinin ilk âyetlerinde haber verilmiştir.[8] Abdullah İbn Mes’ûd naklettiğine göre, bir gece Rasûlullah aralarından kaybolmuş, şehir dışında vadilerde aranmasına rağmen bulunamamıştı. Sabah olunca Hira yönünden geldiğini gördüler. Allah Elçisi durumu şöyle açıkladı “Bana cinlerden bir davetçi geldi. Onunla birlikte gittim. Onlara Kur’an okudum.”[9] CİNLERDEN KORUNMA DUASI Cinler, yaratılış özellikleri bakımından, gelişmiş imkânlara sahip olmalarına rağmen düşünce seviyeleri, şuur olarak genel anlamda insanlardan geridirler. Karakterleri insandan zayıftır. Olumsuz ve zararlı davranışlara daha fazla meyillidirler. Fakat iyileri, dindar ve faziletli olanları da vardır. Cinlerin önemli bir özelliği, mikrobun hasta beden üzerinde olumsuz etki yaptığı gibi, cinler de insanların zayıf bir yanından veya moral yönünden zayıf olduğu bir durumundan yararlanarak insana zarar vermeye çalışabilirler.[10] Ancak Allah’a güvenip dayanan ve O’nun iradesi dışında, bir varlığın başka bir varlığa zarar veremeyeceğine inanan kimseye cinlerden zarar gelmez. Nitekim Hz. Peygamber’in de, cinlerin insanı etkilemesine karşı “Âyetü’l- kürsî” ile “Felâk” ve “Nâs” sûrelerini okuduğu bilinmektedir.[11] Bu son iki sûreye “Muavvizeteyn iki koruyucu sûre” denir. Bu sûrelerde insanın cin, şeytan, görünen ve görünmeyen, insana zarar vermeye yönelen ne varsa hepsine karşı Yüce Allah’a sığınması tavsiye edilmektedir. Dipnotlar [1] Rahmân, 55/15. [2] Hicr, 15/26, 27. [3] En’âm, 6/130. [4] ez-Zâriyât, 51/56. [5] Neml, 27/39. [6] Neml, 27/40. [7] Sebe’, 34/12, 13. [8] Cin, 72/1-3. [9] Kurtubî, Câmi’ li Ahkâmi’l-Kur’ân, Beyrut 1967, XIX, 2 vd. [10] Ahmed Hulusi, Ruh-İnsan, 1972, s. 57-58. [11] Bk. Buhârî, Vekâle, 10, Tıb, 39, Fezâilü’l-Kur’ân, 10, 14; Tirmizî, Tıb, 16, Deavât, 21. Ebû Dâvud, Edeb, 98. Kaynak Prof. Dr. Hamdi Döndüren, Delilleriyle İslam İlmihali, Erkam Yayınları MELEKLER, CİNLER VE İNSANLAR NEDEN YARATILMIŞTIR? İslam ve İhsan

cinlerin gelecekten haber vermesi ile ilgili ayet