🦪 Küçük Prens Kitaptan Çıkarılan Sonuç

Sonuç olarak, çocuklarımızın hem duyusal, hem sosyal, hem de yaratıcı becerilerini geliştirme amacına hizmet eden, pedagojik açıdan çok değerli bir ürün ortaya çıktı. - Bu Saint-Exupéry'nin kaleme almış olduğu Küçük Prens, çoğu insan tarafından bir çocuk kitabı olarak zannedilmektedir. Yazar yaklaşık 1000 sayfada anlattığı hikâyelerin çok uzun olduğunun söylenmesi karşısında kitabı kısaltmaya başlamış ve ardından şu sözleri söylemiştir: "Yazıyı mükemmel yapan eklenecek bir şey kalmaması değil; yazıdan çıkarılacak bir 2018 LGS FEN BİLGİSİ SORULARI VE CEVAPLARI,ÇÖZÜMLERİ. 2018 LGS TÜRKÇE SORULARI VE CEVAPLARI,ÇÖZÜMLERİ. 👇👇. 1. Okuru olmayan bir ülkede dergi çıkartmak, suya yazı yazmak gibidir. Tutku olmasa ne ka- dar da imkânsız bir iş. Bu, kitap eleştirisi üze- rine çıkan bir dergiyse hele S11. Çözüm: 1. cümle de fazlasını isteyen mutlu olamaz. 2. cümle de mutluluğu paylaşmak, mutluluğu çoğaltır. 3. cümle de mutlu olmak için bilge ve iyi olmak gerekir. 4. cümle de az ile yetinen mutlu olur. (Fazlasını istemeyen mutlu olur) İkinci sırada ise yine küçükken okumamı söyleyen ve üstüne bu kitaptan sınav yapan canım örtmenimin sevdiği bir kitap geliyor."Küçük Prens" Hala merak ederim nasıl bir kitap diye,aslında biraz okumuştum ama inanın hiç hatırlamıyorum.Eminim okuması gereken kitaplar arasında. Bugünlerdebütün gazetelerde bir film duyurusu yer alıyor. Yakında gösterime girecek olan Küçük Prens adlı film. Hatta bu filmin reklamı o kadar genişledi ki İstanbul'da bugüne kadar çeşitli dillerde basılmış Küçük prens kitaplarının da yer aldığı bir sergi bile açıldı. Bu arada Küçük Prensin yazarının bir kaç göbek altından akrabaları bile ülkemizde İnsanancak yüreğiyle baktığında görür." Küçük Prens bunu aklında tutabilmek için, "Aslolan gözle görülmez." diye kendi kendine tekrar etti. "Önemli olan, senin o güle verdiğin emektir." "O güle verdiğim emektir." diye tekrarladı yine Küçük Prens unutmamak için. "İnsanlar bu basit gerçeği unuttular ama sen unutma. a Aşağıda “Küçük Prens” adlı kitaptan bir bölüm verilmiştir. Metni okuyup soruları yanıtlayınız. 1. Küçük Prens nelerden yakınmaktadır? Küçük Prens büyüklerin küçükleri anlamadıklarından yakınmaktadır. 2. Büyüklerin olaylara bakış açısının küçüklerden farklı olmasının sebebi ne olabilir? Küçük Prens'in bizde bu kadar sene sonra yeniden moda olmasının sebebi, yazarının ölümünün üzerinden 70 sene geçmesi, yani eserlerinin kamuya mâlolması ve ortada artık "telif Jvbhx. Küçük Prens, 1943 yılında Antonie de Saint-Exupery tarafından yazılmış. Fransızca özgün adı Le Petit Prince dir. 2015 te 20 ye yakın yayın evinde küçük prens baskılarını görmek mümkün. Zira telif haklarında şöyle bir kural var Yazarın ölümünün üstünden 70 yıl geçince telif hakkı dönemi sona eriyor. Saint-Exupéry’nin ölüm tarihi 1944, dolayısıyla 2015 itibariyle artık isteyen herkes Küçük Prens’i yayımlayabilir. Tabii pek çok yayınevi Küçük Prens çevirilerini hazırlamış, basım aşamasına getirmiş ve eserin telifinin dolmasını dört gözle bekliyormuş. Can Çocuk, Remzi Kitabevi, İthaki Yayınları, Kırmızı Kedi, Palto Yayınevi, Notos Kitap ve Şule Yayınları’nın aralarında bulunduğu yayınevlerine daha çok yayınevi katılacak gibi gözüküyor. Haliyle pek çok okurun kafası karıştı. Bende dayanamadım bir derleme yapmaya karar verdim. Umarım sizlere faydası olur. Eserde bir çocuğun gözünden büyüklerin dünyası Çölü''ne düşen pilotun Küçük Prens'le karşılaşması ile başlayan kitap yirmi yedi bölümden oluşuyor. Özellikle Küçük Prens'in yurdundan ayrılıp altı ayrı gezegene yaptığı gezileri anlatan bölümlerde bazı tipik yetişkin yaşam biçimlerinin eleştirisi yapılmaktadır. Kralın gezegeni otorite tutkusunu, sanatçının gezegeni, kendini beğenmişliği ve sanatçının toplumla yitirmiş olduğu iletişimsizliği, sarhoşun gezegeni, umutsuzluk ve buna dayanan unutma isteğini, iş adamının yaşadığı gezegen, amaçsız sahip olma tutkusunu, fenercinin gezegeni anlamsız ve sorgulamaksızın yerine getirilen görev duygusunu, coğrafyacının yaşadığı gezegen ise bilimi kimin için yaptığını unutan bilim adamını ve bilim anlayışını sembolize gezegen ise dünyadır ve dünya insanların kendi değerlerinden daha çok giysileriyle anlam ve değer kazandıkları, biçimin özden daha fazla önemli olduğunu yansıtan bir imge görünümündedir. Yazar, New York'ta bir otel odasında kaleme aldığı hikâyenin çizimlerini de yapmıştır. Exupéry hem çizimleri hem de hikâyeleri bir çocuk kitabı gibi kurgulamış olsa da, bu kitap onun moderniteye ve2. Dünya Savaşı'nın etkilerinin sürmekte olduğu topluma eleştirisini ifade ettiği bir kitap olarak da değerlendirilir. Yazarın ilhamını kendi başından geçen olaylardan aldığı düşünülür. Bir pilot olan Exupéry, 1935 yılında bir hız rekorunu denerken, Sahra Çölü’nün ortasına düşmüştü. Ayrıca karısı Consuelo’nun Küçük Prens gibi bitmek bilmeyen arzuları ve korunma arzusu olduğu, Küçük Prens’in gezegeni gibi volkanlarla dolu El Salvador’da yaşamıştı. Yazar eseri, dostu Leon Werth’in çocukluğuna adamıştır. Ve bunun için çocuklardan özür dilemektedir. "Bu kitabı koskoca bir adama adadığım için küçüklerden beni bağışlamalarını dilerim." Kitapta, Küçük Prens’in yaşadığı asteroid olan B612’yi bulan ama şalvar, cepken, fes giyiyor diye 1909 yılında katıldığı astronomi kongresinde görüşleri dikkate alınmayan Türk astronomun, ülkesinde bir diktatörün halkına Avrupalı gibi giyinmeyi emretmesinden sonra 1920’de şık bir giysiyle kongreye katılması ve bildirisinin kabul edilmesi ile ilgili olan paragraf Türkiye’de tartışmalara yol açmıştır. Hikâye ilk defa 6 Nisan 1943’te hem Fransızca hem İngilizce olarak yayımlandı. Günümüzde 210 ayrı dil ve lehçeye çevrildi. Türkçeye ise ilk kez 1953’te Ahmet Muhip Dıranas’ın tarafından kazandırılmış Küçük Prens ve yıllar içinde farklı isimler tarafından da Türçe'ye çevrildi. 1988’den bu yana kitabın Türkiye’deki yayın hakları Mavibulut Yayınları’na aitti ki yayınevinin üç boyutlu Küçük Prens’i nefis. Selim İleri, Azra Erhat ve Nihal Yeğinobalı’nın yaptığı çevirilerin de yayımlanması işten bile değil. Fakat görünen o ki Küçük Prens’i daha çokları Türkçeye çevirecek. Umarım, 70 yılı dolan ve kamu malı’ sayılan önemli yazarların başta Batı ve Rus klasikleri eserlerinin başına gelen Küçük Prens’in de başına gelmez. MAVİBULUT YAYINLARI1987’den beri “Küçük Prens”in yayıncısıÇevirmeni On yıldır okuduğumuz “Küçük Prens”in çevirmeni olan Sumru Ağıryürüyen aynı zamanda bir müzisyen de. Bu yüzden kitabı çevirisinin lirik bir dili olmasını amaçlamış. Hatta yüksek sesle okunurken okurun bir şarkı dinlediğini düşünmesini Hak sahibi yayınevi Gallimard’ın belirlediği şekilde tüm dünyadaki tasarımlarla aynı biçimde Bulut editörü Keriman Güldiken “Küçük Prens”in 1987’den beri yayım hakları Mavibulut’a aitti. Bu tarihten önce pek çok yayınevi tarafından yayımlanıyordu ancak Mavibulut yazara ve emeğine saygı duyan bir yayınevi olduğundan haklarını alarak yayımlamayı seçti. Bu tarih sonrası da büyüklü küçüklü pek çok yayınevi tarafından korsan olarak yayımlanmaya devam etti. Şimdi “Küçük Prens”i Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu açısından 70 yılı dolduğundan yayımlamak serbest. Artık her yayınevinin bu kitabı yayımlama hakkı var. Bu yeni durumun akla getirdiği bir endişe de metnin/ kitabın ne kadar zarar göreceği. Ne yazık ki bunu denetleyebilecek herhangi bir mekanizma yok. Anlaşılan önümüzdeki günlerde hepimiz “Küçük Prens”in “ucuzlaştırılmasını” izleyeceğiz. Başka bir konu da ülkenin her alanına yayılmış bir “subaşı tutma” eğiliminin ne yazık ki edebiyat camiasında da kendini gösteriyor olması. Kimi yorumcular “bu iyidir, bu kötüdür” diyebiliyorlar fütursuzca. Kaldı ki söz konusu sanat olunca iyinin ve kötünün ne olduğuna kim nasıl karar veriyor, bu kararları verirken nelere dikkat ediliyor, iyi anlamak lazım. Bu, edebiyatta eleştiri konusunun ne kadar önemli olduğunun bir kanıtı. Benim asıl dikkatimi çeken bir diğer konu, yeni “Küçük Prens” baskılarının tanıtım kampanyalarında yıllardır başka yayınevlerinin yayım hakları engelleniyormuş tavrının takınılması. Yasalara ve yazar haklarına uygun davranmanın kabahat sayılması başka hangi ülkede vardır? Kanunlara uygun davranmak ne zamandar beri suç oldu? Aslına bakarsanız bizim açımızdan değişen pek bir şey olmayacak. Mavibulut ilkeli ve özenli yayın anlayışını sürdürmeye devam edecek. “Küçük Prens”, telifsiz’ olarak yıllardır yayınevlerince yayımlanıyordu zaten. CAN ÇOCUK YAYINLARI Çevirmeni Can Çocuk Yayınları’nın “Küçük Prens”i en özel baskılardan. Çünkü çevirisi Türk şiirinin ve edebiyatının iki büyük ismine ait. Cemal Süreya ve Tomris Uyar’a. Edebiyat tarihimize birbirinden değerli eserler kazandıran bu iki dev kalemin aynı zamanda olağanüstü birer çevirmen olduğunu da vurgulamak isteriz. İşte Can Çocuk’un “Küçük Prensi”i bu iki dev ismi buluşturuyor. Baskının özellikleri Tomris Uyar ve Cemal Süreya’nın “Küçük Prens” çevirisi 19 yıldır basılmıyor/ basılamıyordu. Meraklıları bu kitap için sahafların yolunu tutuyor ve fahiş fiyatlar ödemek durumunda kalıyordu. Bu çeviriye artık ulaşabiliriz. Kapağı Orjinal kapakÖnsöz ya da ek bilgi YokEverest YayınlarıÇevirmeni Everest Yayınları’nın “Küçük Prens”inin çevirisi Türk edebiyatının usta kalemlerinden Selim İleri’ye ait. İleri “Küçük Prens”le ilgili şunları söylüyor “ Küçük Prens’ le 9-10 yaşlarındayken Azra Erhat’ın çevirisiyle tanıştım. Ciltli çok güzel basılmış bir kitaptı. Beni çok etkiledi. Hem Türkçe hem de Fransızca çevirisini hiç yanımdan ayırmadım. Tomris Uyar- Cemal Süreya çevirisi de beni çok etkilemiştir. 1980’li yıllarda Atilla İlhan Bilgi Yayınları’nın Genel Yayın Yönetmeni’ydi. Bir gün beni arayıp “Küçük Prens”i çevirip çevirmeyeceğimi sordu. Seve seve çevirebileceğimi söyledim. Çeviriyi yaparken çeviri yapmanın ne kadar zor ve meşakatli bir iş olduğunu anladım. Bir daha da çeviri yapmadım. Yazarın üslubuna ve ses ahengine bağlı kalmaya çalıştım. Çeviriyi yaparken en dikkat ettiğim husus, ses ahengine bağlı kalmaktı.” Baskının özellikleri Selim İleri’nin “Küçük Prens”ten ayrılırken isimli bir Sonsöz’ü yer alıyor. Kapağı Kapakta Exupéry’nin Küçük Prens’in “prens” kıyafetli olarak resmettiği çizimi YayınlarıÇevirmeni Kapı Yayınları’nın çevirisi de özenli ve öne çıkan “Küçük Prens”lerden. Çünkü çeviri Türk şiirinin ustalarından, “Fahriye Abla” şiiriyle tanınan Ahmet Muhip Dıranas’a ait. Üstelik bu, Türkçedeki ilk çeviri. Dıranas’ın Çocuk Esirgeme Kurumu’nun “Çocuk ve Yuva” dergisinde 1953-54 yılları arasında tefrika edilen bu çevirisi, bu nedenle tatlı bir sürpriz oldu. Baskının özellikleri Küçük boy basılmış olan Kapı Yayınları’nın “Küçük Prensi” bir zamanlar yayımlanan “Çocuk ve Yuva” isimli şefkatli bir dergide yayımlanmış olduğu için bile son derece değerli. Kapağı Orijinal kapak resmi kullanılmış. Sadece gezegen mor renge Fener YayınlarıÇevirmeni Jose Saramago’nun “Kabil”, Muriel Barbery’nin “Kirpinin Zarafeti”, Paul Lafarque’nin “Tembellik Hakkı” gibi pek çok önemli kitabın çevirmeni olan Işık Ergüden. Ünlü çevirmen “Küçük Prens” çevirisiyle ilgili olrak şöyle diyor”Ben, şahsi serüvenimde, çocukken okuduğum Küçük Prens’ten bir şey anlamadığımı, daha ileriki yaşlarda çeşitli vesilelerle tekrar tekrar okudukça eserin kapsamını, hayattaki ve dünyadaki yerini -zihnimi farklı yanları çeldikçe- anladığımı belirtmeliyim. Dolayısıyla bu çeviri süreci de benim açımdan bir anlamda yeniden-okuma oldu ve her yeniden okuma gibi zihnimde kimi izlenimler, izlekler, duygular bırakarak geçip gitti. Öncelikle şiir ve felsefe diyebilirim; sonra da bolca hüzün - ama hüznün içinde tam da hayatın kendisi gibi kararlılık, sevinç anları...” Baskının özellikleri Orjinal metne sadık kalınmış. Bir ekleme ya da çıkarma ya da ek bilgi YokKapağı Kapakta Küçük Prens’in gezegenindeki bahçesiyle igililenirkenki halini anlatan orijinal çizim kullanılmış. İTHAKİ YAYINLARIÇevirmeni İthaki Yayınları’ndan çıkacak “Küçük Prens”in çevirisi S. İpek Ortaer Montanari’ye ait. Kendisini Voltaire’in “Candide” ve felsefi bir bilimkurgu öyküsü olan “Micromegas” çevirilerinden tanıyoruz. Baskının özellikleri İthaki Yayınları, orijinale en yakın baskıyı yapmayı amaçladığını söylüyor. Çeviride orjinal kelimelere en yakın karşılıkların kullanıldığı belirtilen çeviride yıllardır bir polemik olan “diktatör” kelimesi kullanılmış. Yayınevi şöyle diyor “Bu anlamda hiçbir sansür uygulamadık. Lider’, önder’ ya da dediği dedik’ gibi kelimeler kullanabilirdik ancak kitapların isteyerek ya da istemeyerek sansürlenmesiyle ilgili yeterince sıkıntı var zaten. Ayrıca kitapta o bölümde eleştirilenin bir Türk diktatör değil, umursamaz ve ye kürküm ye’ci Batı dünyası olduğunu söyleyelim.” Önsöz ya da ek bilgi Kitapta iki adet önsöz bulunuyor, biri çevirmene ait. Exupéry üzerine odaklanan bu önsözde kitabın ithaf edildiği Leon Werth’in de kim olduğu da anlatılıyor. İkinci önsöz ise yazar ve Türkiye’nin en büyük Küçük Prens koleksiyoncularından biri olan Ali Lidar’a Orjinal kapak. REMZİ KİTABEVİÇevirmeni Joseph Pulitzer’in yaşam öyküsünü çeviren simultane çevirmen Kerem Topuz, Hıfzı Topuz’un “Kara Çığlık” isimli romanını da Fransızcaya çevirmişti. Baskının özellikleri Remzi Kitabevi, “Küçük Prens”i hem bir “Çocuk Klasiği” hem de daha küçük yaştakiler için büyük boy ve renkli olarak iki şekilde basıyor. Kapağı Kapakta özgün suluboya çizim kullanılıyor. KIRMIZI KEDİ YAYINLARIÇevirmeni “Pi’nin Yaşamı”, “Dr. Jekyll ve Mr. Hyde ’ın Tuhaf Hikâyesi”, “Kral, Bilge ve Soytarı” vd. çevirilerinden tanıdığımız Aylin Yengin. Kırmızı Kedi, “Kitabın 7’den 70’e herkesi hitap ettiğini akılda tutan bir çeviriyi benimsediklerini” söylüyor. Baskının özellikleri Kırmızı Kedi Yayınları Yayın Yönetmeni İlknur Özdemir, “Küçük Prens”in hem çocuk klasikleri hem de yetişkin klasikleri arasına girebilecek bir başyapıt olduğuna dikkat çekerek, “Bu kitabın 70 yıldır eskimeyen mesajını en doğru şekilde aktarmak istedik” ya da ek bilgi Yok. Kapağı Kırmızı Kedi, pek çok yayınevinin klasik kapağı kullanacağını tahmin ettiği iç in farklı bir çizim kullanmak istediklerini söylüyor “Biz yıldızların eklendiği ve Küçük Prens’in prens kıyafetindeki çizimini kullanmak istedik.” ŞULE YAYINLARI Çevirmeni Marmara Üniversitesi, Alman Dili ve Edebiyatı Bölümü ’nde öğrenimini sürdüren Naime Erkovan daha önce Şule Yayınları için Kafka’nın “Seçme Hikâyeleri”ni çevirmişti. Baskının özellikleri Şule Yayınları “Küçük Prens” için üç ayrı renk kapak yapmış Mor, mavi ve pembe. Kitapla birlikte 2015 takvimi ve 4 farklı renkte çizgisiz defter hediye ediliyor. Önsöz ya da ek bilgi Yok. Kapağı Orjinal kapak üç ayrı renkte basılmış. FOM KİTAPÇevirmeni “Küçük Prens” 1988 doğumlu Müge Kalender’in ilk çevirisi. Önsöz ya da ek bilgi Orjinal kapakLOTUS KİTAPÇevirmeni 1987 Kara Harp Okulu mezunu olan Haktan Birsel Katip Çelebi Üniversitesi öğretim ya da ek bilgi Yok. Ancak yayınevi arka kapak metnini özel olarak hazırladıklarını söylüyor “İlk kez 1943’te yayınlanan “Küçük Prens”, yazarı Saint-Exupéry’nin vatanı Fransa ve ilk yayınlandığı ülke olan Amerika Birleşik Devletleri’nin yanı sıra dünyanın hemen her ülkesinde büyük bir beğeniyle okunmuş birçok küçük ve büyük insanı derinden etkilemiştir. Saint-Exupéry, Küçük Prens’te büyük insanların aptallıklarını ve çocuksu bakışın yitirilmesiyle birlikte işlenen hataları açık yüreklilik ve büyük bir ustalıkla işlemiştir. Bu kitapta aşkı, heyecanı, sevgiyi, yalnızlığı, özlemi, kavuşmayı ve hayatın yalın gerçekliğini bulacaksın’” desek abartmış olmayız. Yaşın kaç olursa olsun, aradığın duyguyu bu kitapta bulacaksın. Okumak için hâlâ çok geç aslında göremez. Kalp ile aramak lâzım.”Kapağı Ön kapak görseli olarak “Küçük Prens”i ABD’de yayınlayan Harcourt’un tercih ettiği koyu mavi zeminli gezegeninde yalnız başına duran Küçük Prens, arka kapakta ise gün batımını izleyen Küçük Prens resmi YAYINLARIÇevirmeni Say Yayınları’nın çevirisi usta çevirmen İsmail Yerguz’a ait. Yerguz, çeviriyi yapmadan önce orjinal metni ve diğer Türkçe çevirileri karşılaştırmış. Baskının özellikleri Yayınevi, “okuyucuya sıcaklık verebilmek için tek renk yan kâğıt ekledik ve kapak arkasına da aynı rengi verdik” diyor; “İki farklı kapak çalışması yaptık. Birinde, Küçük Prens’in klasik kapak çizimini kullandık ama lacivert ağırlıklı ve parlak selefonlu olarak. Diğer kapakta ise yine yazarın yine kendi çizimi olan başka bir çizimi bordo çerçeve içinde kuyyandık. Bu tasarımda ayrıca parlak kabartma kullandık.”Önsöz ya da ek bilgi KitaplarÇevirmeni İki çevirmenli. Fransız yönetmenlerle de çalışan çevirmen, oyun yazarı Sedef Ecer ve yöhetmen ve yapımcı da olan çevirmen İzzeddin Çalışlar. Baskının özellikleri İki çevirmen de kitabın çevirisinde herkesin merak ettiği “diktatörlük” vurgusunu kitabın orijinaline sadık kalarak Orjinal kapakYakamoz YayınlarıÇevirmeni “Gelecek 10 Yıl”, “Küçük Gandhi’nin Yolculuğu” kitaplarının çevirisini yapan Tayfun özellikleri Yakamoz Yayınları tarafından basılan kitabın kapağında “Kokulu Kitap” ibaresi bulunuyor ve kitabın sayfaları “mandalina gibi” kokuyor. Küçük prens büyük aşk Aşkta çok şey paylaşırsınız. Yatağınızı, evinizi, bardağınızı, hatta diş fırçanızı... Ya kelimelerinizi? Şimdi size kelimelerini paylaşmış iki sevgilinin hikâyesini anlatacağım. Küçük Prens’in yıllar sonra yeniden basılan efsane çevirisine imza atan Tomris Uyar ve Cemal Süreya’nın hikâyesini… Yıl 1965... Antoine de Saint-Exupéry’nin Küçük Prens’i Bilgi Yayınevi tarafından çift çevirmen imzası ile yayımlanır R. Tomris ve Cemal Tomris o günlerde henüz Turgut Uyar ile evlenip soyadını almamış olan Tomris Gedik’tir. R’si kimilerine göre babaannesi Refia Hanım’dan gelir, kimileri de Richard Tomris diye dalga Tomris ve Cemal Süreya, hayatı paylaştıkları gibi bir çeviriyi de paylaşırlar. Kolay iş değildir ikisinin de ustası olduğu kelimelerde anlaşmaları. Tomris Uyar, Tanışma Günleri/ Anları kitabında “Bu çevirileri yapmak için Cemal Süreya’nın benim yardımıma gereksinimi yoktu” diye anlatır “Fransızcayı bilen oydu; bana, onun önerdiği Türkçe karşılıkları benimseyip benimsemediğimi belirtme görevi düşüyordu.”Uyar, bu çevirilerde ortak seçilmesinin asıl nedenini de bulmuştu “Dilinin büyüsüne kapılıp çeviriyi özgün metine göre çok daha sevimli, alımlı hale getirebilecek bir şairin bu eğilimini bir anlamda denetleyebilmemdi. Belki de evde sık sık yaptığımız bu tartışmayı somutlamak için bu ürünleri seçmiştik. Günler yetmiyormuş gibi geceleri de uykudan fırlayıp yeni önerileri sigara paketlerinin arkasına yazıyorduk. Gören olsa, dünyayı kurtarmakta kararlı olduğumuzu sanırdı. Birbirimizin diliyle zenginleşiyorduk galiba”. ÇEVİRİYE İHANET Mİ?Yıllar içinde Tomris Uyar ile Cemal Süreya’nın yolları hayatta da çeviride de ayrıldı. Aynı Küçük Prens, bu kez yalnızca Cemal Süreya imzasıyla görüldü kitapçı raflarında. Ayrılırken mallar paylaşılır ya, bu çeviri de Cemal Süreya’da mı kalmıştı? Yine Tomris Uyar’dan alıyoruz cevabı “Cemal Süreya’nın sonraları Küçük Prens’i başka bir yayınevinde yalnızca kendi imzasıyla yayımlatma isteğine karşı çıkmadım; maddi koşulların baskısını bilmez miyim? Telefondaki sesinin titremesinden de etkilendim tabii -belki de yaşam süresince yapılabilecek en uygunsuz tekliflerden biriydi- biliyordu ama sıkışmıştı paraca. Tek koşul ileri sürdüm, yeni basımlarını hep benim gözden geçirdiğim çeviriyle artık kendisi oynayacaktı, ben asla! Ortak çeviri, ikiye bölünemezdi bence. Onu bölmek, çeviri sırasında yaşanılan zor ve keyifli saatlere bir ihanetti. Olsun varsın!” Saint Exupéry ve meşhur uçağı Kitabın etkisi o kadar büyük ki Rusya’nın tenha Abakan şehrinde bile Küçük Prens’in heykeli bulunuyor.* Küçük Prens bugüne kadar 140 milyon adet satıldı, yıllık ortalama satışı 1 milyon adet. 250’den fazla dile çevrildi. Bu dillere adını muhtemelen daha önce duymadığınız Alur dili, Sardunyaca, Toba dili de dahil. Türkçede 15 farklı çevirisi bulunan Küçük Prens’in Çincede 50 değişik versiyonu var. Merakla beklenen animasyon Küçük Prens’, 2015’in sonlarına doğru vizyona girecek.* Operaya, tiyatroya, şarkılara ilham verdi. Sinemada 11 filmi çekildi, sonuncusu ise ekimde vizyona girecek. Filmi Kung-Fu Panda’nın yönetmeni Mark Osborne yönetti, seslendirenler arasında Marion Cotillard, Benicio del Toro, James Franco ve Jeff Bridges var. * Fransa’nın Euro’ya geçmeden önce kullandığı 50 Franklar’da Saint-Exupéry’nin Küçük Prens’ çizimleri vardı. Üstelik gözle görülemeyecek küçüklükte yazılmış alıntılar da banknotun üzerinde işlenmişti.* Yazarın doğup büyüdüğü Lyon’daki havaalanı Saint Exupéry’nin adını taşıyor. Yalnızca kendi memleketinde değil, binlerce kilometre ötede de anılıyor. Japonya’nın Hakone şehrinde bir Küçük Prens müzesi kuruldu; Güney Kore’de Gyeonggi-do kentinde Küçük Prens temalı bir köy bulunuyor. Müze ve köy turistlerin uğrak noktalarından.* Malum, Küçük Prens, B-612 adlı asteroitten gökcisimi geldiğini söyler. Uzaybilimciler fanteziyi gerçeğe çevirmekte fazla gecikmedi. 1975’te keşfedilen bir asteroite 2578 Saint-Exupery adı verildi. 1993’teki bir başka keşfe Küçük Prens’in yaşadığı B-612’den esinlenerek 46612 Besixdouze, 2003’te keşfedilen bir diğerineyse Küçük Prens’ adları verildi. 2002’de dünyaya zarar verebilecek asteroitlerin izlendiği vakıfın ismi de B-612. ORHAN PAMUK’UN GÖZÜNDEN KÜÇÜK PRENS'Büyük edebiyat çocuksu bir basitliğe dayanır'Küçük Prens, modern edebiyatın en büyük mucizelerinden biri. Bir aristokrat ve pilot olan yazar Saint Exupéry, bu kısa kitapta yaşadığı deneyimi Sahra çölünde iniş yapmak zorunda kalan bir uçakhayal gücüyle bir masala, bir felsefe kitabına, büyükler için yazılmış bir çocuk kitabına çevirerek okuru büyüler. Büyük edebiyatın hem yaşanmışlığa hem de sınırsız hayal gücüne hem karmaşıklığa hem de çocuksu bir basitliğe dayandığını ve bir yazarın yapacağı en iyi şeyin içinden geldiği gibi yazmak olduğunu gösteren parlak bir kitaptır Küçük Prens... Küçük Prens’ savaşları... Ünlü Fransız yazar Antoine de Saint-Exupéry’nin telif hakları, ölümünün üzerinden 70 yıl geçtiği için, 1 Ocak’ta serbest kalınca, şimdiden 20’ye yakın yayınevi, yazarın kült kitabı “Küçük Prens”i yayına hazırladı. Kitapçılarda ya da internet sitelerinde boy gösteren kitapların çoğu, Saint-Exupéry’nin çizimlerinin yer aldığı özgün tasarımla satışa sunuldu. Her biri farklı çevirmenin eseri, farklı boyut ve baskı özelliklerindeki kitapların fiyatları ile 15 TL arasında değişiyor. 1 Ocak öncesine kadar Saint-Exupéry’nin telif haklarının sahibi Mavi Bulut Yayınları, kitabı Sumru Ağıryürüyen’in çevirisiyle okurla buluşturmuştu. Bugün Can Çocuk Yayınları Cemal Süreya-Tomris Uyar, Remzi Kitabevi Kerem Topuz, İthaki Yayınları İpek Ortaer Montanari, Say Yayınları İsmail Yerguz, Notos Kitap ise Orçun Türkay’ın çevirisiyle okurun karşısında. Kitabı basan diğer yayınevleri arasındaysa Pupa Yayınları, Zeplin Kitap, Kanyon Yayınları, Şule Yayınları, Lotus Yayınları, Palto Yayınları, Elips Kitap, Tema Yayınları, Doğu Kitabevi ve İlgi Çocuk Yayınları bulunuyor. Kitabın yayıncısı bu kadar çok olunca, yayınevlerinin birbirlerinden farklılaşma çabası dikkat çekiyor. Birçoğu, Saint-Exupéry’nin yaptığı, Küçük Prens’i gezegeni “Asteroid B-612”de gösteren orjinal kapak resmini kullanırken, farklı tasarımları tercih eden yayınevleri de var. Notos Kitap, mor ve kırmızı renkli iki farklı kapak; Palto Yayınları da orijinal kapak yanında, ayrı bir kapak tasarımı hazırladı. Remzi Kitabevi, Mavi Bulut Yayınları ise büyük boy, üç boyutlu pop-up versiyonu gibi farklı “Küçük Prens”ler dış görünüşleri kadar, “içerik”leriyle de farklılaşıyor. Örneğin, Cemal Süreya, özgün dili Fransızca olan “Küçük Prens”teki “l’essentiel est invisible pour les yeux” cümlesini “Gerçeğin mayası gözle görülmez” diye çevirmişti. Tomris Uyar’la birlikte yaptıkları çeviride de cümle bu şekilde korunmuş. Say Yayınları’nın kitabında, İsmail Yerguz bu cümleyi “Gözler gerçeği görmez”, Notos Kitap’ın baskısında Orçun Türkay “İşin özü göze görünmez”, Lotus Yayınları’nın çevirmeniHaktan Birsel ise “Fakat gözler aslında göremez” biçiminde çevirmeyi tercih ki, “Küçük Prens” kitabı, Türkiye’de farklı yayınevlerince, farklı çevirilerle yayımlanmaya devam edecek. Sonuçta, hangi kitabın daha nitelikli olduğuna okur karar verecek. ve bunlarda çeşitli yayınevlerinin kitap kapakları çogunluğu özgün kapağı kullanmış Ben mavibulut yayınlarından okumuştum, şimdi can, ithaki, kırmıkedi, yakamoz yayınlarını da okumayı planlıyorum Peki sizin tercihiniz hangisi oldu? ya da hangisi/hangilerini okumayı planlıyorsunuz? İyi okumalar dilerim... Kitabın Yazarı Antoine de Saint-Exupery Sayfa Sayısı 112 Kitabın Konusu Kitabın yazarı aynı zamanda ana kahramanımız olan pilottun uçağının bozulup çöle inmek zorunda kalır. Çölde başka bir gezegenden dünyaya gelmiş Küçük Prens’le karşılaşır ve tanışırlar. Kitap Özeti Yazarımız bir pilottur. Bir gün Afrika üzerinde uçarken uçağının motoru bozulur ve zorunlu iniş yapar. Yardım isteyecek kimse yoktur. Çölün ortasında yapayalnızdır. Gün doğarken uykusunun arasında garip, incecik bir ses duyar. Karşısında ilginç, minik biri durmaktadır. Bu, Küçük Prens’tir. Yani yazar Küçük Prens adında birisiyle gelmiştir. Gezegeninde tek başına yaşamaktadır. Biri sönmüş ikisi hala lavlar püskürten üç tane yanardağa vardır. Ayrıca hiçbir gezegende bulunmayan eşsiz güzellikte bir tek de çiçeği vardır. Küçük Prens pilotumuza “Bana bir koyun çizer misiniz?” diye bir soru yöneltir. Pilot Küçük Prens’in bu sorusuna cevap vermek için uyanmıştır. Etrafına bakınır. Şaşkındır. Ama gördüğü gerçektir. Rüya değildir. Pilotumuz büyük bir şaşkınlık içerisinde “iyi resim yapmayı beceremem” der. Bu yeteneğini büyüklerin küçükken söylediği sözler yüzünden geliştiremediğini söyler. Küçük Prens “önemli değil” der. Aynı soruyu tekrar eder. Yazar altı yaşındayken çizdiği boğa yılanını çizer. Bu resmi altı yaşındayken büyüklerine de göstermiştir. Onlar hiç beğenmediklerini, resmin bir şapkaya benzediğini söylemişlerdir. Bunun üzerine pilot resim yapma isteğini kaybetmiştir. Çünkü büyüklerin hepsi resim çizmek yerine tarih, coğrafya, matematik ve dilbilgisiyle ilgilenmesini öğütlemişlerdir. Küçük Prens ise pilotun kendisine çizdiği resme bakar ve “Ben boğa yılanı içinde bir fil çizmeni istemiyorum. Bana bir koyun çizer misin?” diye sorusunu tekrar eder. Yazar Küçük Prens’in çizdiği resmi anlamasından dolayı şaşkındır, işte şimdi bir koyun çizmeye karar verir. Küçük Prens çizilen resmi beğenmez. Pilot bu sefer bir kutu çizer ve koyunun kutunun içinde olduğunu söyler. Şimdi olmuştur Küçük Prens bu resmi beğenir. Bundan sonra aralarındaki iletişim artar. Birbirleri hakkında bilgi edinirler. Pilot bu farklı dünyadan gelin küçük adamın sırrını çözmeye, onu anlamaya çalışır. Pilot çizdiği koyun resmi ile ilgili Küçük Prens’in ona sorduğu sorulardan Küçük Prens’i daha iyi tanır. Yanı Küçük Prens’in gezegeninin küçük olduğu, üç yanardağının ve bir çiçeğinin olduğunu öğrenir. “Koyunlar kaçar mı?, Koyunlar çiçekleri yerler mi?”. Küçük Prens yaşadığı yerden bahseder. Yaptığı gezileri anlatır. Bu gezileri, değişik gezegenlerde yaşayan insanlar ve bu insanların meslekleri, ilgi alanları, huylan ile ilgili edindiği izlenimleriyle birlikte pilotumuza anlatır. Örneğin bir gezegende kırmızı suratlı bir adam olduğunu ve onun hiç çiçek koklatmadığını anlatır. Gezegen iri birinde her şeyi yönettiğini söyleyen kral, bir diğerinde kendini beğenmiş bir adam, bir başka gezegende unutmak için içtiğini söyleyen bir adam, sayılarla uğraşan işadamı ve buluşlarını kaydeden bir coğrafyacıyla da tanıştığı ve pilota anlattığı kişilerdir. Küçük Prens bundan bir yıl önce dünyaya gezmek için geldiğini zamanda şimdiki bulundukları yerde olduğunu söyler. Diğer gezegenlere! olan şeylerden dünyada binlerce olduğunu görür. Yazar Küçük Prens’in anılarını, yaşam hakkındaki düşüncelerini dinler. Ayrılık vakti gelir. Yazarın evine, Küçük Prens’in geldiği gezegene dönme zamanıdır. Pilot yaşadığı bu güzel anıyı kimseye anlatmaz. Üzerinden altı yıl geçtikten sonra küçük dostunu unutmamak için kaleme almaya karar verir. Kitabın Kahramanları Yazar Pilot Altı yaşındayken resim yapmasına izin verilmeyen, uçağı bozulduğu için çölde kalan pilottur. Bekleyiş sırasında tanıştığı Küçük Prens onun dostu olur. Küçük Prens Gezegeninde yalnız başına yaşayan ve bir çiçeği olan çeşitli gezegenleri dolaşan ve dünyada da yazarımızla karşılaşan hikayenin önemli kahramanıdır. Kral Gezegeninde yalnız yaşayan ve her şeye hükmettiğini sanan birisidir. Kendini Beğenmiş Adam Küçük Prens’in gezdiği bilgi yelpazesi. com bir gezegende tanıştığı adının özelliğini taşıyan biridir. Sarhoş Utancını unutmak için içki içen ve aynı gezegenin vatandaşı olan hikaye kahramanıdır. İş Adamı Sürekli hesap yapan, bu işi çok önemseyen, yıllardır yaptığı hesabın başından ayrılmamış 2 defa hariç birisidir. Bekçi Gezegendeki fenerleri gece-gündüz durumuna göre yakıp söndürme görevini üstlenmiş birisi. Kaşif Masa başından kalkmadan kaşiflerin edindikleri bilgileri not eden kişidir. Coğrafi olaylarla ilgili değerlendirmeler yapar. Demiryolu Makasçısı insanları taşıyan trenleri bazen sağa bazen de sola gönderme görevini üstlenen kişidir. Diğer Canlılar Çiçek, yılan, gül, tilki. Satıcı insanlara zaman kazanmaları için susuzluk giderici haplar satan kişidir. Kitabın Ana Düşüncesi Çocukların duyarlılıkları, hayata bakışları, dünyalarının zenginliği asla göz ardı edilmemelidir. Çocukları da bir birey olarak görmeli ve onlara hak ettikleri değeri vermeliyiz. Küçük Prens Antoine de Saint-Exupery Kitap Özeti, Konusu, Tahlili, Kişiler Oleh Küçük Prens'ten hayata dair 30 alıntı Dünya edebiyat tarihinin en önemli eserlerinden biri olan Küçük Prens, 250'den fazla dile çevrilip 11 kez filmi çekildi. Antoine de Saint-Exupery'nin bu başyapıtı, 140 milyondan fazla satıldı. Kitap, sadece çocuklara nasıl 'yetişkin' olunacağını değil aynı zamanda yetişkinlere de nasıl "iyi" yetişkin olması gerektiğini hatırlatıyor. Sizler için Küçük Prens'ten hayata dair 30 alıntıyı derledik. Giriş Tarihi 1655 Güncelleme Tarihi 1001 1 30 İNSANIN DOSTU OLMASI İnsan susuzluktan ölecek olsa bile bir dostu olması içini serinletiyor. Sevdiğiniz çiçek milyonlarca yıldızdan yalnız birinde bile bulunsa, yıldızlara bakmak mutluluğunuz için yeterlidir. Ama gözler kördür. İnsan ancak yüreğiyle baktığı zaman gerçeği görebilir… 4 30 GÖZYAŞLARINI DA HESABA KATMALISIN Birinin sizi evcilleştirmesine izin verirseniz gözyaşlarını da hesaba katmalısınız. 5 30 GÜLÜ ÖNEMLİ KILAN ŞEY Gülünü bunca önemli kılan, uğrunda harcadığın zamandır. Oluşturulma Tarihi Ağustos 07, 2005 0000HALUK Şahin hocamızı sever, sayarız. Özünde iyi insandır. Son tahlilde vicdan sahibidir. Hatta bunca kifayetsiz muhterisin arasında bir iyi niyet’ abidesi olarak yükseldiğini bile fakat...Ne demişler? Cehenneme giden yollar iyi niyet taşlarıyla döşelidir.’Hocamız, sağ olsun, Mine Kırıkkanat’ın, farklı meşreplerden dört ayrı yazar tarafından eleştirilmesi karşısında dayanamamış, mahallenin kendisinden sorulduğunu düşünen bir Ayhan Işık tavrı koyarak, Heeyt! Ne oluyor lan orada! Dört kişi birlik olmuş hem de bir bayan’a saldırıyorsunuz? Bunun neresi erkeklik!’ tarzında bir çıkış yaparken de aralarında benim de yer aldığım Kırıkkanat eleştiricilerini, Halide Edip’in ünlü Vurun Kahpeye’ romanının kötü adamı Kara sakallı yobaz Hacı Fettah’ıyla eşleştirmiş. Bu durumda Zavallı Minecik’ de, romandaki idealist genç kadın öğretmen’e denk yani 2005 model Kara sakallı yobaz Hacı Fettahlar’, genç!, idealist! ve zavallı! kadın öğretmen Mine’yi Vurun Kahpeye’ çığlıkları atarak yumruklamaktaymışız. Ya da yaptığımız buna benzer bir Hocamız’, aslında Kırıkkanat’ın kullandığı bazı kelimeleri işte Mine de böyle bir yazarmış. Kendisini öfkelerine kaptırıyormuş, heyecanlıymış, içtenmiş, sivri dilliymiş, keskin kalemliymiş. Onu da öyle kabul etmeliymişiz.* * *Önce bir Çelik Bilek’ edasıyla Hay bin kunduz!’ diyelim ve iletişim profesörü’ hocamıza şunları hatırlatalımBİR Sayın Hocam... Söz konusu yazara yönelik eleştirilerimde onun cinsiyeti’ne yönelik en küçük bir göndermeye rastladınız mı? Şunu bilmenizi isterim Benim için Mine Kırıkkanat’ adıyla Emin Sağlamkanat’ adı arasında hiçbir fark yoktur. Yani cinsiyet devre Sayın Hocam... Bir erkek yazarın, yazdığı bir yazıdan dolayı birkaç farklı yazar tarafından eleştirilmesi’ ile Bir kadın yazarın yazdığı bir yazıdan dolayı birkaç farklı yazar tarafından eleştirilmesi’ arasında hiçbir fark yoktur. Lütfen şu vurun kahpeye’ teröründen acilen Sayın Hocam... Mesela Fransa’da bir sert kalem’, toplumun bir kesimi için geviş getirenler’, kısa bacaklı, uzun kollu ve bol kıllılar’ diye yazsa, o insanların çocukları için dana’ sıfatını uygun görse, böyle bir yazı için Ne var bunda kardeşim? Yazarımız Fransa’nın en sert, içten, sivri dilli, keskin kalemidir. Neden mesele yapıyorsunuz’ mu denir? Yoksa en hafifinden ayıplanır mı?DÖRT Sayın Hocam... İnternette söz konusu yazara hakaret içeren mesajlardan yola çıkarak, sakın kadın nefreti’ gibi teoriler kurmayın. Zira internet denilen álemde, hem de söz konusu yazarı savunma adına, bize gönderilen daha aşağılık mesajlar için de bir teori kurmak zorunda kalabilirsiniz...BEŞ Sayın Hocam... Söz konusu yazar, bir üslupsuzluk yapmıştır, aşağılayıcı ve sorunlu bir dil kullanmıştır. Bu pervasızlık tabii ki en sert şekilde eleştirilecektir. Bundan daha doğal ne olabilir? Lütfen işin içine Mine laiktir laik kalacak’ ya da Mine, Fransız TV’lerinde Türkiye’yi savundu’ gibi konuyla hiç mi hiç ilgisi olmayan şeyleri katmayın. Komik duruma düşersiniz. Ya da en hafifinden ciddiyetinizi kaybedersiniz. Bu da en çok beni böyledir işteAŞAĞIDAKİ bölüm Milli Eğitim’in tavsiye ettiği kitaplar arasından çıkarılan Küçük Prens’ adlı kitaptan alınmıştırBüyükler sayılara bayılırlar. Tutalım, onlara yeni edindiğiniz bir arkadaştan söz açtınız, asıl sorulacak şeyleri sormazlar. Sesi nasılmış, hangi oyunları severmiş, kelebek biriktirir miymiş, sormazlar bile. Kaç yaşında?’ derler, Kaç kardeşi var? Kaç kilo? Babası kaç para kazanıyor?’ Bu türlü bilgilerle onu tanıdıklarını sanırlar.’ Küçük Prens - Antoine de Saint-Exupery.Şimdi biz de bu bölümden yola çıkarak şunları söyleyebilirizBüyükler böyledir işte. Yasaklamaya bayılırlar. Bir kitap için asıl sorulacak soruları sormazlar da tutarlar kitabın içindeki bir cümleden yola çıkarak güzelim masalı çocukların dünyasından Keşke Can Yayınları, Milli Eğitim’in bu hırt tutumu karşısında İnadına Küçük Prens’ dese ve Tomris Uyar’ın güzelim çevirisiyle Küçük Prens’i yeniden yayımlasa.

küçük prens kitaptan çıkarılan sonuç